7. Hukuk Dairesi 2015/34351 E. , 2016/398 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 01.08.2013 tarihinde pazarlama uzmanı olarak işe başladığını 30.06.2014 tarihinde iş akdinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 01.08.2013-28.02.2014 tarihine kadar davalı şirkette, 01.03.2014-30.06.2014 tarihleri arası ise müvekkili şirketin iştiraki olan ...."nde çalıştığını, iş akdinin performans düşüklüğü gerekçesiyle feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, işyerinde performans kriterlerinin belirlenmediği ve performans değerlendirme sonuçlarının söz konusu olmadığı, davalı işverence 4857 sayılı İş Yasasının 19/son maddesindeki düzenleme doğrultusunda davacının usulüne uygun savunmasının alınmadığı gibi performans yetersizliği iddiasının da somut delillerle ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir. Dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim esnasında yapılan kimi yanlışlıklar, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi bazı durumlarda mümkün olabilmektedir. Davalının temsilcisinde yanılmış olma hali de bu duruma örnek oluşturmaktadır.
İş sözleşmesi gereği işçiyi çalıştırma şart olduğundan, isçiyi çalıştıran herkes 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu anlamında işveren sayılmaktadır. Dolayısı ile işçilik alacaklarının tahsili talebiyle aleyhine dava açılan ve davalı konumunda olan işveren, davacı işçiyi çalıştıran işverendir. Açılacak her dava, işveren olan kişi aleyhine açılmalıdır. İşverenin gerçek veya tüzel kişi olması mümkündür.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde "İşyerinde işveren adına hareket eden ve işin ve işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı muamele ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. Bu anlamda işveren adına hareket eden ve bu anlamda emrindeki işçinin iş sözleşmesini fesheden işveren vekilinin, bu işlemine karşı işveren taraf gösterilerek feshin geçersizliği isteminde bulunmak gerekir.
İş yargılamasında çalışma olgusunu ve hizmet süresinin ispat yükü, genel ispat kuralı gereği iddia eden işçiye aittir.
Dosya içeriğine göre, davacının iş akdi 30.06.2014 tarihli fesih bildirimi ile ".... ünvanlı 210910101110261400917-20 işyeri sicil nolu işyerimizde 01.08.2013-30.06.2014 tarihleri arası çalışmış bulunmaktasınız, performans düşüklüğü nedeniyle 30.06.2014 tarihinde iş sözleşmenize son verilecektir" denilerek feshedilmiş, fesih tarihindeki HDC ve İAB" de dava dışı ....nin son işveren olduğu anlaşılmıştır.
Yapılması gereken ...."nin de davaya dahil edilerek davalılar arasındaki, organik bağ, birlikte istihdam v.b hususlar Ticaret sicil ve vergi kayıtları ile belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.