20. Hukuk Dairesi 2015/16127 E. , 2016/12281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ile davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde , davacı ...."ın diğer davacılar olan annesinin ve kız kardeşinin vekaleti ile ... mahallesi 2747 ada 20 parsel üzerindeki binanın ....u adına kayıtlı yarı payını 280.500.-TL"ye satın aldıklarını, satıcının vekili olan oğlunun elindeki yeni vekalet nedeniyle şüphe duymadıklarını, tapu görevlilerinin vekaletin sahteliğini incelemek zorunda olduklarını, kullanılan vekaletin bir noter çalışanınca sahte olarak üretildiğini, noterin kusursuz sorumlu olduğunu, tapu görevlilerinin de görevlerini gereği gibi yapmadıklarından dolayı TMK"nın 1007 uyarınca Devletin sorumluluğunun bulunduğunu, 284.707,50.-TL zararın davalılardan ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının davasının kısmen kabulü ile davalılar ... ile ..."a yönelik davanın kabulüne, 284.707.50.-TL"nin 23.7.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Diğer davalı Hazineye yönelik açılan davada bu davalının kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, mahkemenin 06/01/2015 tarihli ek kararı ile davalılardan ...’nun eksik temyiz harcını süresi içinde yatırmadığından, ... yönünden mahkeme hükmün temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir.
Dava, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tazminat istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur”.
Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup Tapu Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de; Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK.2011/9-718 E.-2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4.
maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü uyarınca, somut olayda, tapu müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir.Temsilcide yanılmanın hukuki yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
Davanın niteliğine göre, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan tapu müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin tapu müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın Hazineye yönlendirilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.