12. Ceza Dairesi 2014/10107 E. , 2015/45 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler : Beraat
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkeme hakimi tarafından 20.06.2013 tarihli iki sayfalık duruşma tutanağı fiziki ve elektronik olarak imzalanmamış ise de, sözü geçen duruşma tutanağının ilgili zabıt katibi tarafından elektronik olarak imzalanmış, sahteliğinin de iddia edilmemiş olması karşısında, bu husus mahallinde düzeltilebilir eksiklik olarak değerlendirilmiştir..
İncelenen dosya kapsamına göre; katılan ..."nın, sanık ..."in yalnız yaşayan yaşlı ve refah düzeyi iyi olan babasına yardımcı olmak ve ona bakmak amacıyla sanık..."in oturduğu dairenin alt katına yerleştiği, ilerleyen süreçte katılanın ve babasının alt kattan gelen seslerini işitip, katılan tarafından babasına kötü muamelede bulunulduğu şüphesine kapılan sanık ..."in, 2009 yılı Kasım ayında evine misafir olarak gelen ve uyumak için babasının yatak odasının üstündeki odaya geçen arkadaşı diğer sanık ..."nin, yanına gelip, “Baban aşağıda bağırıyor, komşular imdat, yapma, vurma diyor.” şeklinde uyarıda bulunması ve ertesi gün babasına sorduğunda “Bilmiyorum, ben bir ses çıkarmadım.” yanıtını alması üzerine, katılanın, 1923 doğumlu olup, yaşlı ve hasta olan babasının kişiliğine ve sağlığına yönelik olumsuz tutum ve davranışlarda bulunduğuna dair şüpheleri artan ve endişelenen sanık ...."in, babasının yatak odasının üstünde ve kendi dairesi içinde bulunan odanın zeminine pille çalışan bir ses alma cihazı koyduğu ve üç hafta boyunca geceleri cihazı çalıştırdığı; ancak, kaydedilen seslerin anlaşılamaması ve alt kattan gelen seslerin kesilmesi nedeniyle ses alma cihazını bir kenara koyduğu,
Bir süre sonra, babası 19.07.2010 tarihinde ölen ve katılanla babasının 01.03.2010 tarihinde evlendiklerini öğrenen sanık ..."in, evlenme sırasında babasının sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunmasından dolayı katılanla olan evliliğinin mutlak butlanla batıl olduğu iddiasıyla 18.01.2011 tarihli evliliğin iptali davasını açtığı ve 05.05.2011 tarihinde sanık ..."un yöneticisi olduğu firmaya müracaat ederek, ses alma cihazına kaydedilen seslerin anlaşılır hale getirilmesini talep edip, adı geçen firma tarafından yapılan ses kayıtlarının çözümüne ilişkin belgeleri, 21.06.2011 tarihli cevaba cevap dilekçesindeki, “Davalının ölene gösterdiği aşk, sevgi, şefkat iddialarını tamamen çürüten ve davalının anfizem hastası, yaşlı, demanslı, kendi işlerini göremeyen, yardıma muhtaç, oksijen aleti ile nefes alan, aciz durumdaki kişiye karşı insanlık dışı dövme, sövme, hakaret, eziyet, tehdit ve yasaklama eylemlerini içeren ve davalının iddialarının tam aksine nasıl bir insan olduğunu sergileyen çok önemli, her türlü tahminin de ötesinde, şok edici bir delil ortaya çıkmıştır...Evlenmeden önce ve evlendikten sonra da süregelen hadiseler, hakaretler, dövmeler ve bunlara karşı ölenin tepkisiz kalması, olayları unutması, ölenin evlenme anında da ayırtım gücünden yoksun olduğunu göstermekte ve keyfiyet Türk Medeni Kanunu"nun 145. maddesinin uygulanmasını gerektirmektedir.” şeklindeki ibarelerin dayanağı olarak vekilleri aracılığıyla evliliğin iptali davasına sunduğu olayda,
Sanık ..."nin diğer sanık ..."ın fiillerine “yardım etme” niteliğini taşıyan bir eyleminin bulunmadığı,
Sanık ..., ulusal ve uluslararası alanda gizli veya açık kaydedilmiş kamera görüntülerini ve seslerini analiz etmek, anlaşılır hale getirip, çözümünü yapmak amacıyla kurulan ve bu amaçlarla faaliyet göstermesine yasal olarak izin verilen bir firmanın yöneticisi olup, sanığın, elde ediliş şekli açıklanmayan ses kayıtlarının, ücreti karşılığında çözümünü yapmaktan ibaret eyleminde atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, sanık ..."ye yüklenen suçların sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu, sanık ..."a yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,
Sanık .... hakkında yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ..."ın, yeni bir delil elde etmek amacıyla değil, yaşlı, hasta ve yardıma muhtaç olan babasına haksız bir saldırıda bulunulduğu endişesine kapılmasının ardından ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kötü muamele teşkil edebilecek nitelikteki olaylara ilişkin kaybolma olasılığı olan konuşmaları kaydetmesi ve elde ettiği kayıtların çözümünü sadece tarafı olduğu dava dosyasına sunması nedeniyle hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığının kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında, CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, aynı Kanun"un 223/2-c maddesi gereğince beraat hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 3 numaralı paragrafının, “3- Yapılan yargılama sonunda, sanık ..."a yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.