12. Ceza Dairesi 2014/9959 E. , 2015/42 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 18/12/2013
Ek Karar Tarihi : 21/01/2014
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : TCK"nın 134/1, 134/1-2, 62, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."in yokluğunda 18.12.2013 tarihinde verilen karar, mernis adresinde bulunan yengesi ... e sanıkla aynı çatı altında oturduğu belirtilerek 09.01.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, tebligat evrakında, sanığın adreste bulunmama sebebi açıklanmadığı gibi, dosyaya ibraz edilen sanığın yengesine ait ....İlçe Nüfus Müdürlüğünün 30.01.2014 tarihli yerleşim yeri ve diğer adres belgesi içeriğine göre, sanıkla yengesinin evlerinin kapı numaraları farklı olup, aynı konut altında oturmamaları nedeniyle 09.01.2014 tarihli tebligat geçersiz olup, sanığın 17.01.2014 günü öğrendiğini belirtiği hükme yönelik aynı gün verdiği temyiz dilekçesinin süresinde olduğu gözetilmeden, temyiz isteminin reddine dair verilen 21.01.2014 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, temyiz isteminin reddine dair 21.01.2014 tarihli ek karar kaldırılarak ve öğrenme üzerine verilen 17.01.2014 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
Katılan ..., 23.06.2013 günü saat 18.00"de yapılan ihbar üzerine olay yerine gelen polis ekibine sanığın olay yerinden kaçmasından dolayı olay nedeniyle şikayetçi olmadığını beyan ederek, polis memurlarınca hazırlanan tutanağı ihbarcı-müracaatçı sıfatıyla imzalamış olup, söz konusu tutanak hazırlandığı ve katılanın imzası alındığı sırada, katılana CMK"nın 234. maddesindeki yasal haklarının hatırlatılmadığı ve katılanın aynı gün yasal hakları hatırlatılarak polis memurlarınca yazılı ifadesi alındığında sanıktan şikayetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, soruşturmada ve kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek yapılan incelemede:
Oluşa ve kabule göre; bir arkadaşının istemi üzerine ve aynı arkadaşına ait kamyonla tanık Songül"ün alıcısı olduğu gübreleri Mersin"den Aydıncık"a getiren sanık ..."in, kamyondaki gübrelerin boşaltılması işi esnasında, katılan ..."nın eşi tarafından çağrılıp, katılanın eşi, kayınpederi, kayınvalidesi ve katılanın eşine ait inşaatta çalışan işçilerin bulunduğu ortamda onlarla beraber sohbet ederek, çay içtikten sonra, işçilerin inşaattaki işlerine devam etmesi, katılanın eşinin de işe gitmesi nedeniyle katılanın kayınpederi ile oturduğu sırada, katılanın kayınpederine, “Gübreler boşalmış mı, bir bakabilir misin?” dediği ve katılanın kayınpederi de yanından ayrılınca, evinin önünde bulaşık yıkayan katılanı gözetimi altına alıp, onun mahremiyet beklentisini önemsemeden, cep telefonunun çekim
-2-
yönünü katılana odaklayarak katılanın görüntüsünü kaydettiği, çekim anında çıkan sesi duyup, hemen arkasından baktığında sanığın cep telefonunu kendisine doğru tuttuğunu gören katılanın, durumu eşine ve inşaattaki işçilere haber verdiği, olay yerine gelen katılanın eşinin, sanıktan telefonu alıp, sanığın telefonuna kaydedilmiş eşinin oturur vaziyette bulaşık yıkadığı ana ilişkin resmini orada bulunan inşaat işçilerine, “Siz de tanık olun” sözleriyle gösterdikten sonra, sanığa, “Ayıp değil mi senin yaptığın? Ben seni evime davet ettim, çay içirdim, yemek yedirdim, senin yaptığına bak, senin namus anlayışın bu mu?” dediği ve çıkan arbede sonrası sanığın hızla olay yerinden uzaklaşıp, tanıkların ifadesinde geçen sanığa ait siyah renkli cep telefonunun ele geçirilemediği olayda,
Sanığı olay günü gören ve ona iftira atması için bir neden bulunmayan katılanın aşamalarda özde değişmeyen ve tanık anlatımlarıyla da doğrulanan samimi beyanlarına nazaran, sanığın soyut savunmalarına itibar edilemeyeceği gerekçesine dayalı olarak sanığa isnat edilen eylemin sübut bulduğuna ve eylemin hukuki nitelendirmesine ilişkin kabulde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığından bahisle hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
6352 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik TCK"nın 134/1-1. maddesinde, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, kararın gerekçesinde, sanık hakkında asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayin edildiği belirtilip, bu kabule uygun olarak temel ceza 1 yıl 6 ay hapis cezası olarak belirlendiği halde, hüküm fıkrasında, asgari hadden ceza tayin edildiği ibaresine yer verilmek suretiyle gerekçeyle hükmün karıştırılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.