12. Ceza Dairesi 2014/9590 E. , 2015/41 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : Beraat
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin sübuta ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İncelenen dosya kapsamına göre, sanık ... ile katılan ... ve katılan ..."nin kızı olan diğer katılan ..."ın, aynı apartmandaki birbirine bitişik dairelerde oturdukları, sanığın eşi tarafından park edilen aracın site yönetimi tarafından katılanlara tahsis edilen park alanına taşmasından dolayı sanık ve katılanlar arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, 08.06.2012 günü saat 17.30 sularında, sanık ile katılan ..."ın site girişinde karşılaşıp, asansöre bindiklerinde, daha önce aralarında anlaşmazlığa neden olan konularla ilgili konuşmalarının tartışmaya dönüştüğü, asansörden indikten sonra da devam eden tartışmayı ve gürültüyü duyan sanığın eşi ... ve sanığın kayınbiraderi ... ile katılan ... ve katılan ..."ın oğlu ..."ın dışarı çıktıları, her iki taraf arasında bir müddet daha süren kavganın akabinde evlerine giren katılanlar ve katılan ..."ın oğlunun, kapalı kapı arkasından söyledikleri sözlerin, sanık tarafından cep telefonuna kaydedildiği, ihbar üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerinin her iki tarafı polis merkezi amirliğine getirdikleri, ifadeleri alınan tarafların birbirlerinden şikayetçi olup, sanığın cep telefonunda kayıtlı ses kaydını içeren CD"yi delil olarak kolluk görevlilerine verdiği,
Şikayete konu CD"nin çözümüne ilişkin 09.06.2012 tarihli tutanakta; bir bayana ait “Pezevengin çocuğu!”, diğer bir bayana ait, “... bacaklı, şerefsiz!”, bir erkeğe ait, “Senin ... koyacağım, ... Koyduğumun çocuğu, ... bacını ...., ederim lan senin, orospu, senin ananı ... ederim, sen bundan sonra sokağa çıkma oğlum...ananı bacını ... edeceğim, sen beni bekle, yanıma üç kişi alacağım, sen beni bekle, ananı ... edeceğim!” şeklinde, hakaret ve tehdit içeren sözlerden ibaret olduğunun tespit edildiği, Tamamlanan adli soruşturma sonunda, şikayete konu CD"nin çözümüne ilişkin 09.06.2012 tarihli tutanak da delil olarak nazara alınıp, sanık, sanığın eşi ... ve sanığın kayınbiraderi ... ile katılan ... ve katılan ... hakkında hakaret suçundan, katılan ..."ın oğlu ... hakında hakaret ve tehdit suçlarından dava açıldığı ve... Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1727 esasına kayden görülen davaların yargılamasının devam ettiği sırada, sanık hakkında düzenlenen 30.04.2013 tarihli iddianame ile de, sanığın, 08.06.2012 günü yaşanan tartışmanın ardından katılanların evinin kapısı kapalı olduğu halde onların konuşmalarını kaydedip, CD ortamına aktarmak ve bu CD"yi delil olarak kullanmak suretiyle TCK"nın 134/1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği anlaşılmakla,
Şikayete konu CD"nin çözümüne ilişkin 09.06.2012 tarihli tutanağa ve dosya kapsamına nazaran, sanıkla aralarında geçen tartışmanın hemen akabinde evlerine girip, kapıyı kapatan katılanların, apartman sahanlığında olan sanık tarafından rahatlıkla duyulabilecek şekilde yüksek sesle konuşmuş olmaları ve muhatabanın sanık olduğu katılanlara ait konuşmaların, katılanların özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmaması karşısında, sanığın eyleminde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurları gerçekleşmediği gibi, bahse konu konuşmaları içeren CD"yi, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, katılanların ve katılan ..."ın oğlunun kendisine yönelik hakaret ve tehdit suçlarını işlediğine dair iddialarını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davarandığı da kabul edilemeyeceğinden,
Sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekirken, aynı Kanun"un 223/2-c maddesi gereğince beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; gerekçeli kararın son paragrafındaki, “sanığın eylemini özel hayatın gizliliğini ihlal kastı ile gerçekleştirmediği değerlendirildiğinden, kasıt yokluğu nedeni ile sanığın beraatıne karar vermek gerekmiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması yoluna gitmek gerekmiştir.” ibarelerinin, “katılanların kaydedilen konuşmaları, katılanların özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmadığı gibi, sanığın, katılanların ve katılan ..."ın oğlunun kendisine yönelik hakaret ve tehdit suçlarını işlediğine dair iddialarını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davarandığı da kabul edilemeyeceğinden, sanığın üzerine atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanık hakkında aşağıdaki şekilde beraat hükmü kurulmuştur.”; hüküm fıkrasının ilk paragrafının, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.