11. Hukuk Dairesi 2014/549 E. , 2014/19551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2010/670-2013/127
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.06.2013 tarih ve 2010/670-2013/127 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.12.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. S.. D.. ile davalı vekili Av. Ö.. G.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kendine özgü çanta, cüzdan ve kemer imalatı yaptığını ve kendi markası ile satışa sunduğunu, ancak davalının kendisine ait olmayan tasarımları kendi adına, hakkın kötüye kullanılması suretiyle kötü niyetli tescil ettirerek buna dayalı olarak tüm sektör firmalarına ihtarnameler göndererek haksız menfaat temin ettiğini ve müvekkili şirketin markalarını da kullanmak suretiyle piyasada iltibas yarattığını, davalının bu suretle haksız rekabette bulunduğunu ileri sürerek, 40.000,00 TL manevi tazminat ile yapılan ıslah sonucu maddi tazminat olarak istenen 11.000,00 TL 28.182,79 TL’ye çıkartılarak, bu miktarın ıslah tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması ile verilecek kararın kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, haksız rekabete dayalı olarak açılan davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin TPE"den aldığı tescil belgeleri ile ihtarnameler çekmesinin davacıyı zarara uğratmasının mümkün olmayacağını, belge hükümsüz kılınıncaya kadar belge sahibinin eylem ve işlemlerinin haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin de dayanağının olmadığını savunarak, davanın görev ve esas yönlerinden reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının uzun yıllardır kendi ürettiği ve kendi markası ile satışa sunduğu ürünlerin davalı tarafından kendi ürünüymüş gibi adına tescil ettirildiği, davacının çekilen ihtar üzerine satışlarını durdurup, bilahare hükümsüzlük davaları açtığı, yapılan yargılama sonucunda davalının tasarım tescil belgelerinin hükümsüzlüğüne karar verildiği, davacının bu süreç içerisinde elindeki malları satamayıp zarara uğradığı, davalının kendisine ait olmayan tasarımları kendi adına hüsnüniyet kaidelerine aykırı şekilde tescil ettirmesinin davacının ürünlerinin elinde kalmasına,
müşterilerini, mesleki itibarını kaybetmesine, iktisaden zarara uğramasına sebebiyet verdiği, davalının tüm bu işlem ve eylemlerinin TTK"nın haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiği, BK"nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat koşullarının da oluştuğu, bu durumda davacının haksız rekabet hükümleri uyarınca uğradığı maddi ve manevi zararların davalı tarafından tazmini gerektiği sonucuna varılarak, maddi tazminat talebinin ıslah olunan şekilde kabulü ile 28.182,25 TL"nin 11.000,00 TL"lik kısmının faizsiz, geri kalan kısmının ise ıslah tarihi olan 24.04.2013 tarihinden itibaren yürütülecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalının kendisine ait olmayan tasarımları kötü niyetli olarak kendi adına tescil ettirmek suretiyle haksız menfaat temin ettiği iddiasına dayalı tazminat ve diğer istemlere ilişkindir. Davacı, haksız rekabet hükümleri uyarınca istemde bulunmuş ise de davalının tasarımları kötü niyetli olarak tescil ettirdiği hususuna dayanılmış olması karşısında iddianın ileri sürülüş biçimine göre, mahkemece öncelikle davalı adına tescilli iken hükümsüzlüğüne karar verilen tasarımların tescili sırasında davalının kötü niyetli olup olmadığının tartışılması gerekmekte olup, bu hususun da 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK"nin 45. maddesi kapsamında değerlendirme yapılmasını gerektirecek olması nedeniyle aynı KHK"nin 58. maddesi uyarınca uyuşmazlığın niteliğine göre davanın, ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nde görülmesi gerekmektedir. O halde mahkemece davanın, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nde görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.