
Esas No: 2018/2497
Karar No: 2020/1177
Karar Tarihi: 22.06.2020
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2497 Esas 2020/1177 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan alacak davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf talebinin reddine yönelik kararın davacı vekilince ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının Moritanya"da yerleşik ...,... şirketinden almış olduğu ihale neticesinde, davalının talebi ve taraflar arasında akdedilen sözleşme üzerine davacının 930 ton malzemenin ...,... Liman sahasına getirtilmesini sağladığını, söz konusu yükün getirilmesi amacıyla gereken ithalat belgelerine ilişkin evrakların davacı firmaya ulaştırıldığını, liman kayıtlarının, sözleşmenin ve yazışmaların incelenmesi halinde konteynırların davalı şirkete teslim edilmek amacıyla getirildiğinin tespit edilebileceğini, davalının oluru olmadan söz konusu konteynırların getirilmesinin de mümkün olmadığını, 01.12.2014 tarihinde davalı şirket adına ... tarafından gönderilen e-posta ile hurda yükünün hiçbir haklı neden gösterilmeksizin teslim anılmayacağının davacıya bildirildiğini, yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu düzenlenen raporda, yükün ithalinde herhangi bir engelin olmadığının bildirildiğini, kaldı ki dava konusu ithalattan önce de taraflar arasında aynı nitelikte bir ithalat işlemi gerçekleştirildiğini, dava konusu malların önceki sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu, malın davalı tarafça hiçbir geçerli ve haklı neden olmaksızın teslim alınmamış olması nedeniyle davacının zarara uğradığını, bu konuda davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnameye cevabında taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığını, ..."in şirketi temsil yetkisi olmadığını belirtip zararı gidermekten imtina ettiğini, davalının kötüniyetli olduğunu, davalı tarafça söz konusu malların haksız yere kabul edilmemesi nedeniyle bu defa malların dava dışı şirket tarafından Fas"a gönderildiğini, bu kapsamda gerek yol masrafları gerekse gelen malların gönderilebilmesi için gerekli prosüdürlerin tamamlanabilmesi için geminin 48 gün boyunca İskenderun Limanında beklemek zorunda kaldığını, davalı tarafça malların teslim alınmamasının ve hurda fiyatlarında değişiklik olması nedeniyle davacı şirketin söz konusu malları ton başına 20 USD daha düşük bedele sattığını ve bu nedenle kar kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250.000 USD" nin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 07.08.2014 tarihli ve münhasıran NM-2014/0807 ref.nolu %10 +- opsiyonlu 3.200,000 M/Tonluk hurda temin sözleşmesine istinaden hurda yükünün davalı şirkete teslim edildiğini ve bedelinin ödendiğini, taraflar arasında sadece tek hurda alım sözleşmesi yapıldığını, işbu sözleşme kapsamında edimlerini ifa ettiklerini, bu sözleme dışında imzalanmış bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davacının dava konusu yaptığı 930,00 M/Ton hurda için karşı tarafla yapılan hiçbir sözleşme bulunmadığını, bu konuda davalının karşı taraftan herhangi bir talebi olmadığını, dava dilekçesinde ismi geçen ..." in davalı şirketin temsilcisi olmadığını, şirketin temsile yetkilisi tarafından imzalandığını, ayrıca liman ve gümrük nezdinde yaptıkları araştırmada davacının iddia ettiğinin aksine göndereni davacı şirket olan herhangi bir hurdanın Assanport limamına gelmediğinin tespit edidiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında davaya konu uyuşmazlık nedeniyle yapılan tek yazışmanın davalı şirket adına.. tarafından yapılmış olan mail yazışmaları olduğu, Dörtyol Ticaret Sicil Memurluğundan gelen yazı cevabına göre de Pınar Keleş"in yazışmaların yapıldığı 30.11.2014, 01.12.2014 ve 02.12.2014 tarihlerinde davalı şirket adına işlem yapma yetkisinin bulunmadığı bu bağlamda dava dışı ... ile yapılan sözleşmenin davalı şirketi bağlamayacağı gibi tacir olan davacının TTK. 20/II maddesinde belirtildiği gibi her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümünün objektif bir özen ölçüsü getirdiği ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğunun kabul edildiğini, gerekli tedbirleri almadan, sözleşme yapmadan ve borç altına giren tacirin alabileceği tedbirlerle önleyebileceği bir imkansızlığa dayanmasının kabul edilebilecek bir durum olmadığını, uluslararası ticaretle iştigal eden ve bu işlemi daha önce de gerçekleştirdiği bilinen tacir olan davacı tarafından gerekli dikkat ve özen gösterilmediği, basiretli davranmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davacının dava konusu hurda malzemenin 07.08.2014 tarihli sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu iddia ettiği, incelenen sözleşmeden taraflar arasında yapılan sözleşmenin bir kereye mahsus hurda demir çelik demiryolu vagon tekerleği alımına ilişkin olduğu, sözleşme metninde sözleşme ilişkisinin devam edeceğine dair bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle davacının iddiasını bu sözleşme ile ispatlayamadığı, akdi ilişkinin varlığı yönünde... isimli kişi ile yapılan yazışmaların delil olarak gösterildiği, adı geçen kişinin davalı şirketin yetkilisi olmadığının ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabından anlaşıldığı gibi yazışmalarda davacının taraf olarak bulunmadığı ve yine yazışmalarda davacı ve davalının 930 ton hurda malzemenin alım satımı konusunda anlaşmaya varıldığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, bu sebeple davacının sözleşme ilişkisinin varlığını anılan delille de ispatlayamadığı, mahkemece kurumlara ve konşimentoyu düzenleyen ... Acenteliği A.Ş."ye gönderilen yazı cevaplarından ve ekindeki belgelerden, davacı ile davalı arasında davaya konu 930 ton hurda malzemenin alım satımı konusunda anlaşmaya varıldığına ilişkin herhangi bir kayıt ve belgenin bulunmadığı, sunulan konşimentoda alıcı olarak dava dışı şirketin isminin bulunduğu, konşimentoda değişiklik yapıldığı veya yeni bir konşimento düzenlendiğine ilişkin iddianın, sözleşme ilişkisinin ispatına bir etkisinin bulunmadığı, konşimentonun, davacı ve davalı arasında satım sözleşmesini ispatlayan bir belge olmadığı, TTK"nın 1228. maddesinde bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu bir senet olduğu, konşimento yükletenin talebi üzerine ve onun tarafından verilen bilgilere istinaden taşıyan tarafından düzenlendiği, gönderilenin (alıcının) adı soyadı veya unvanının konşimentonun zorunlu unsurlarından olmadığı, yükletilen tarafından bildirilmesi halinde taşıyan tarafından senet metnine yazıldığı (TTK"nın 1229/1-g), somut olayda davalının taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi düzenlenmesinde izin ve rızasına gerek olmayan konşimentoda alıcı olarak isminin yazılı bulunması nedeniyle sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığı, akdi ilişkinin, uyuşmazlık kapsamında olduğunda taraflar arasındaki sözleşmesinin varlığının tanık delili ile ispatının mümkün olmadığı, 6100 sayılı HMK"nın 200. maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlanması gerektiği ayrıca hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda bilirkişi dinlenemeyeceği, somut olayda davacının bilirkişi incelemesi talebinde bulunduğu konuların hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konulara ilişkin olduğu, ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik olarak verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 22.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.