23. Hukuk Dairesi 2011/4829 E. , 2012/2620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının, aidat, gecikme cezası, doğalgaz saati, elektrik sayacı ve otomat abonelik masrafı toplamı olan 11.470,00 TL borcunu ödemediğini, borcun tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının borcunun bulunmadığını, üyelere faiz uygulanması sırasında eşit davranılmadığını, vergi borçlarının müteahhide ait olduğunu, abonelik bedellerinin fahiş olduğunu ve abonece ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin, 19.08.2006 tarihli genel kurul toplantısında A tipi ödeme planını seçen ortakların 30.08.2006 tarihine kadar 31.500,00 TL ödemeleri halinde hiçbir ödeme yapmayacakları ve geç ödeme yapanlar için % 10 oranında gecikme faizi alınacağı karara bağlandığından, davalının, 2006 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos aylarına ait aidatlar ve gecikme faizleri ile 31.500,00 TL ödemenin gecikmesinden doğan faizden başka talepte bulunulamayacağı gerekçesiyle, 1.500,00 TL asıl alacak, 8.881,39 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 10.381,39 TL yönünden itirazın iptaline, asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, davalının % 40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2011 yılı için 1.540,00 TL dir. Dava dilekçesinde, 11.470,00 TL nin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istenilmiş olup, mahkemece, 1.500,00 TL yönünden davanın kısmen reddine dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacının peşin alınan harcının istek halinde iadesine, davalı yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.