Taraflar arasında görülen davada (Ankara Birinci Asliye Ticaret Mahkemesi)’nce verilen 18.03.2010 gün ve 2008/393-2010/189 sayılı kararı onayan Daire’nin 30.01.2012 gün ve 2010/9023-2012/959 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirketin T… Şirketler Grubuna dahil olduğunu, T… şirketi ile davalı arasında 20.000,00 TL limitli teminat mektubu kredisi sözleşmesi imzalandığını, müvekkillerinin müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığını, banka tarafından sözleşme kapsamında 10.02.1998 tarihinde 20.000,00 TL teminat mektubunun düzenlenerek dava dışı E… Demir Çelik A.Ş.’ye verildiğini, bankanın 30.06.1998 tarihli ihtarname ile hesabı kat ederek borcun ödenmesini talep ettiğini, 07.07.1998 tarihinde ihtiyati haciz kararı alarak tüm kefiller aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, asıl borçlu ve kefillerin bütün mal varlıkları üzerine haciz konulduğunu, banka tarafından hesabın kat edilmesinin haksız ve MK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu, hesabın kat edilmesi nedeniyle şirketin gayri faal duruma getirildiğini, davalının teminat mektubunun bir kısmının tazmin edildiği iddiasının da kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, müvekkili şirket için 2.000,00 TL manevi, 2.372.434,78 TL maddi zarar ve 882.949,66 TL munzam zararın; müvekkili Etnan için 10.000 TL maddi, 8.000,00 TL manevi zararın tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, teminat mektubu vermek sureti ile gayri nakdi kredi kullandırıldığını, 10.02.1998 tarihinde 20.000,00 TL bedelli teminat mektubunun muhatabın talebi üzerine kısmen tazmin edildiğini, davacı kefillere ihtarname keşide edilerek borcun ödenmesinin istenildiğini, asıl borçlu ve kefiller yönünden ilamsız icra takibi başlatıldığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, hesabın kat edilmesinde haksızlık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve her ne kadar davacılar vekilince sunulan temyiz ve karar düzeltme dilekçelerinde, harç ve posta masrafları yönünden adli yardım talebinde bulunulmuşsa da, HUMK’nın 465 vd. maddeleri uyarınca adli yardım talebinde bulunan kimsenin, kendisiyle ailesini geçindirmek bakımından önemli bir zarurete düşürmeksizin davanın gerektirdiği giderleri ödemekten kısmen veya tamamen aciz içinde bulunduğunu (fakirlik şartı) ve davasında veya savunmasında haklı olduğunu (haklı olma şartı) ispat etmek zorunda bulunmasına, diğer bir deyişle adli yardımdan her iki şartı birden haiz olan gerçek kişilerin yararlanabilecek olmasına, davacılar vekilince hem temyiz hem de karar düzeltme aşamasında bu iki şartın varlığını ispat konusunda hiçbir delil sunulmadığı gibi mahkemece görülen yargılama sonucunda davanın da reddedilmiş bulunmasına, yine aynı Yasa hükümleri uyarınca tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanamayacak olması karşısında davacı U… Gaz Ltd. Şti.’nin adli yardım talebinde bulunmasının da mümkün olmamasına, kaldı ki Dairemizce hükmedilen (90) TL temyiz harcı ile (42,30) TL başvuru ve ilam harcı ile yargılama sonucunda davacılar aleyhine hükmedilen diğer harç ve posta masraflarının miktarı gözetildiğinde, yatırılması gereken toplam miktar itibariyle davacıların adli yardım talebinin samimi de bulunmamasına, yine temyiz incelemesinin peşin harç alınmadan yapılmış olması karşısında davacıların harç ödemedikleri için herhangi bir hak kaybına da uğramamış olmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm karar düzeltme itirazlarının REDDİNE, alınmadığı anlaşılan 43,90 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 203,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.