15. Ceza Dairesi 2016/4392 E. , 2018/7880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : Sitesi ve ...
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : 1-Resmi belgede sahtecilik suçundan, beraat
2-TCK"nın 155/2, 62, 52, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii, resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar Sitesi ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, site yöneticiliğini devir ettikten sonra gerçekleştirilen kontrollerde; alacaklısının site yönetimi, borçlusunun gerçekte var olmayan ... isimli şahsın göründüğü 2.000 TL bedelli sahte senede rastlandığı, ayrıca site hesaplarında 8.817,47 TL paranın olmadığının belirlendiği, bu şekilde sanığın resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükmüne yönelik katılanlar Sitesi ve ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Her ne kadar 02/07/2012 tarihli kriminal raporunda inceleme konusu senedin ön yüzünde bulunan TC kimlik numarası ve telefon numarasına ilişkin rakamlar hariç senet üzerindeki yazıların sanık ..."ın eli ürünü olduğu bildirilmişse de; sanığın savunmalarını da söz konusu senedi tutanakla aldığını ve sahtecilik suçunu işlemediğini belirtmesi, senedin katılan ...’tan alındığı ve ... tarafından teslim edildiğine ilişkin tanıklar Hüdai Kebinç, ... sanığın imzalarını içeren 12.07.2010 tarihli tutanak, katılanların beyanları, tanık anlatımları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın cezalandırılmasına yeterli şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, katılanlar Sitesi ve ... vekilinin suçun unsurları itibariyle oluşup cezalandırmaya yeterli delilin var olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya içerisinde soruşturma aşamasında alınan 14.06.2012 tarihli bilirkişi raporunda; sanığın site yöneticiliğini devir ettiği tarih itibariyle 8.817,47 TL paranın sanığın uhdesinde bulunduğu, kovuşturma aşamasında alınan 01/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda; sanığın Aykonut Kanat Sitesi yöneticiliğini yaptığı 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında site gelirlerinin 109.440,01 TL., giderleri toplamının 106.936,54 TL, gelir fazlasının 2.503,47 TL., bankada bulunan paranın 170,59 TL. olduğu, sonuç olarak 2.332,88 TL paranın sanığın uhdesinde kaldığı yönünde görüş ve kanaatlerinin bildirildiği, Anayasa"nın 141., 5271 sayılı CMK"nın 34/1. ve 230. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için, iddia, savunma ve tanık beyanları ile delillere yer verilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği; ancak yerel mahkemece sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün gerekçesinde “sanığın yöneticisi olduğu, site yönetiminin tutması gereken gelir gider defterlerini tutmadığını, kömür alımları dışındaki harcamalar için yönetim kurulu kararı almayıp harcamalarda keyfi davrandığı, makbuzsuz aidat ve tahsilatlar yaptığı, bu şekilde Sitesine ait görevi nedeniyle kendisine tevdii olunan paralardan 01/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere 2.332,88 TL parayı uhdesinde tutarak hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçunu işlediği” şeklinde açıklamada bulunulduğu; ancak bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin gerekçeli kararda açıklanmadığı, hangi bilirkişi raporuna neden üstünlük sağlandığının belirtilmediği, gerekçeli karar da bu hususlar tartışılmadan, alınan bilirkişi raporlarında iddianameye konu eylemler ile ilgili sanık hakkındaki lehe ve aleyhe olan hususlar açıklığa kavuşturulmadan, gerekirse daha kapsamlı ve uzman bilirkişi heyeti tayin edilmesi cihetine gidilerek bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderildikten sonra toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmünün tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.