MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 172 ada 6 parsel sayılı 204.18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle arsa vasfıyla ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir kısmının murisi ..."den mirasçılarına intikal ettiği, davacı ... mirasçıları ise taşınmazın 104.18 metrekarelik bölümünün adlarına tespit edilen 172 ada 7 sayılı parsele dahil olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ..."in davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davacıların davasının davalının kabulü nedeniyle kabulü ile çekişme konusu 172 ada 6 sayılı parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde mavi renk ile gösterilen 114.18 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılar ... mirasçıları ... adına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kararın gerekçesinde davacı ..."in davasının davanın 21.10.2010 tarihinde açıldığı, 3373 sayılı Kanunun 5.maddesince komisyon kararlarına karşı dava açma hak düşürücü süre olan 6 aylık sürenin dolduğu ve davacı tarafın tespitten önce nizasız ve fasılasız 20 yıla aşkın zilyetliğin kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerektiği kabul edilmiş, kararın hüküm fıkrasında ise davacı ..."in davasının hak düşürücü süre geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince kadastro tespit tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastro tespitinden önceki sebeplere dayanılarak dava açılabilir. Davacı ..., dava konusu 172 ada 6 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde 100 metrekare olarak gösterilen bölümüne karşı 25.06.2010 tarihinde dava açmıştır. dava konusu 172 ada 6 sayılı parselin kadastro tespiti askı ilanı ile 27.07.2007 tarihinde kesinleştiği davanın ise 25.06.2010 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığına göre mahkemenin davanın hak düşürücü süreden reddine dair kabulü doğru bulunmadığından kararın bu nedenle bozulması gerekmekte ise de; mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanan delillere göre kadastro tespitinden geriye 20 yıla aşkın murisi ... ile ölümü üzerine mirasçılarının zilyet bulunduğunu davacı taraf ispat edememiştir. Davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngürülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre sonucu itibariyle davanın reddi kararı doğru bulunduğundan kararın hüküm fıkrasının 1. maddesinin son mısrasında geçen "kanuni hak düşürücü süre geçmesi nedeni ile" sözcüklerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “esastan” sözcüğünün yazılmak suretiyle ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 10.04.2015 gününde oybirliği ile karar veridi.