Çocuğun cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/2602 Esas 2020/1897 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2602
Karar No: 2020/1897
Karar Tarihi: 11.03.2020

Çocuğun cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/2602 Esas 2020/1897 Karar Sayılı İlamı

14. Ceza Dairesi         2016/2602 E.  ,  2020/1897 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
    HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet, diğer atılı suçtan beraat

    İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi.
    Mahkemece 17.09.2013 günü verilen hükmü duruşmada hazır bulunmayan Üst Cumhuriyet Savcısının, CMUK"nın 310/3. maddesinde düzenlenip tefhimden işlemeye başlayan bir aylık kanuni süresinden sonra sunduğu 06.11.2013 havale tarihli dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin sanık ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyizleriyle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
    Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
    Yokluğunda verilen gerekçeli karara ilişkin olarak sanığa gönderilip 11.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği bildirilen tebligatın usulüne uygun olmadığı ve sonradan durumdan haberdar olan sanığın verdiği 01.11.2013 günlü temyiz dilekçesinin süresinde verildiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin süre yönünden reddi gerektiğine dair tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
    Tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın değişik tarihlerde on dört yaşındaki mağdureye yönelik öpme, sarılma şeklindeki fiziksel temas içeren eylemlerinin kısa süreli, ani ve hareketler yönünden kesiklik göstermesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı ve mahkemece temel cezanın alt sınırdan belirlenip, hükümden sonra gerçekleştirilen kanun değişikliğiyle anılan fiil için öngörülen ceza miktarında değişiklik yapılmadığının anlaşılması karşısında, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık ile O Yer Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz taleplerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
    Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
    Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, sanığın kız arkadaşı olan mağdure ile değişik tarihlerde farklı yerlere giderek öpüştüklerine dair savunması, tanık...’nin savunmayı teyit eden beyanı ile dosyada mevcut resimler nazara alındığında, sanığın suç tarihinden önce tanışıp arkadaş olduğu on dört yaşındaki mağdureyi bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda cebir, tehdit veya hile olmaksızın götürdüğü yerlerde cinsel amaçla alıkoyduğu anlaşıldığından müsnet suçtan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 109/1, 3-f, 5, 43.maddeleri gereğince cezalandırılması yerine dosya içeriğine uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine karar vermesi,
    Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.