18. Ceza Dairesi Esas No: 2019/10494 Karar No: 2020/5767 Karar Tarihi: 09.03.2020
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/10494 Esas 2020/5767 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargılanan sanık, hakaret suçu işlediği gerekçesiyle Asliye Ceza Mahkemesi tarafından mahkum edildi. Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı adli sicil kaydında bulunmasına rağmen, denetim süresi içerisinde suç işlediği için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildi. Ancak mahkumiyet kararı verilirken sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkilerinin kullanımının engellenmesi ve hak yoksunluğu cezasının uygulanması gerektiği sanık tarafından ileri sürüldü. Temyiz incelemesi sonrasında, hak yoksunluğu cezası uygulanamayacağına karar verildi. Kanun maddeleri olarak 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ve CMK'nın 231/8. maddesi kararda bahsedilen kanunlar olarak karşımıza çıkar.
18. Ceza Dairesi 2019/10494 E. , 2020/5767 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle, CMK’nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin suç tarihi itibariyle yürürlükte olması nedeniyle, Yerel Mahkemenin, adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan ve denetim süresi içerisinde atılı suçu işleyen sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin kararının takdir ve gerekçesinin yerinde olduğu değerlendirilmekle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede; Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; 1) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanığın TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkilerini kullanmaktan yoksun bırakılamayacağının gözetilmemesi, 2) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’nın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye aykırı olarak, “TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri açısından hak yoksunluğunun uygulanmasına” yer olmadığına ibaresinin eklenmesi ve “TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına” ilişkin kısmın çıkartılması biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.