Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3025
Karar No: 2016/5489
Karar Tarihi: 24.02.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/3025 Esas 2016/5489 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/3025 E.  ,  2016/5489 K.
"İçtihat Metni"


Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : 1. İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai, maaş alacağı, yıllık izin ile hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin tır şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti, ücret ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedildiği ancak diğer taleplere hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf ve davacı vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının ücretinin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davacı sabit ücretinin 680,00 TL net olduğunu, ayrıca Km başına 16 Kuruş aldığını beyan etmektedir. Mahkemece ücret araştırması neticesinde davacının 920,00 TL net ücret aldığı kabul edilmiştir. Ancak bu kabul davacının ücret sistemine ve iddiası ile dosya kapsamına uygun değildir. Mahkemece davacının ayda ortalama ne kadar yol yaptığı takograflar ve tanık beyanlarıyla tespit edilmeli ve sonucuna göre davacının ayda ne kadar prim aldığı ortaya konulmalıdır. Diğer taraftan bu primin ücret eki niteliği göz önüne alınarak hesaplama yapılmalıdır. Bir başka ifadeyle prim giydirilmiş ücretin tespitinde dikkate alınmalı, davacının aldığını beyan ettiği 680,00 TL ise çıplak ücret olarak dikkate alınmalıdır.
3-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Somut olayda davacının çalışmasını gösteren takografların dosyada yer aldığı görülmektedir. Buna göre bilirkişice davacının varsayımsal olarak günde 3 saat fazla çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı görülmektedir. Söz konusu takograflar incelenerek davacının gerçek günlük ve haftalık çalışma süresi tespit edilmeli ve davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı belirlenerek sonucuna göre davacının fazla çalışma ücreti hakkında karar verilmelidir. Ayrıca davacının fazla çalışma yaptığı tespit edilirse bu tespit kayıtlara göre yapılmış olacağından fazla çalışma ücretinden takdiri indirim yapılmamalıdır.
4-Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir.
Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, kanunda öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur.
Somut olayda dava ve ıslah tarihinin mülga 1086 sayılı Kanun zamanında olduğu dikkate alındığında davalı tarafından süresi içinde yapılmamakla beraber davacı tarafından savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşılaşmayan zamanaşımı def"inin dikkate alınması gerekirken bunun yapılmaması da yerinde olmamıştır.
5-Davacının yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamında bilirkişinin kök raporundan sonra dosyaya ibraz edildiği anlaşılan yıllık izin defteri bulunmaktadır. Bir hakkın doğumu ve sona ermesine, bir hakkın bulunmadığına ilişkin belgeler itiraz niteliğinde olduğundan mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu sebeple mülga 1086 sayılı Kanun zamanında açılan bu dava yönünden söz konusu belgelerin dikkate alınmaması ve davacının yıllık izin ücreti talebinin hüküm altına alınması doğru değildir.
6-Nihayet ücret nevinden alacaklar bakımından ıslah dilekçesindeki talep dikkate alınarak ıslah tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmesi gerekirken kanuni faize karar verilmesi de hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi