Esas No: 2020/977
Karar No: 2020/1218
Karar Tarihi: 19.11.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/977 Esas 2020/1218 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/977
KARAR NO : 2020/1218
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI : 2018/509 E. 2019/214K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin sigortacılık işi ile iştigal eden Türkiye'nin önde gelen şirketlerden biri olduğunu, müvekkili tarafından sigortalı ...A.Ş.'ye ait emtianın nakliyat emtia sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, müvkkilinin sigortalısına ait av saçması cinsi emtianın toplam 24.480 brüt ağırlığında ve 24 adet olarak ... numaralı konteynere yüklenerek 02/07/2017 tarihli ve ... nolu konişmento tahtında ... gemisi ile İzmir'den Fransa'nın Fos Sur Mer Limanına taşındığını, emtiaların alıcıya teslimi sırasında bir kısmının hasarlı ve patlak olduğunun tespit edildiğini, hasar ile ilgili ekspertiz incelemesinin yapıldığını, ekspertiz raporunda konteynerin taban tahtalarının iki yerden kırıldığının ve bu kırılmaların konteynerlerin elleçlenmesi sırasında bir darbe aldığının ve sert şekilde gemiye, diğer konteynerlerin üzerine istiflendiğinin tespit edildiğini, hasarın davalıya sigortalı tarafından ihtar edildiğini, hasar nedeniyle alıcı firmanın sigortalı firmaya 14.724,36 Euro eksik ödeme yaptığını, emtia ile ilgili sovtaj araştırmasının yapıldığını ve bir kısım alıcı firma tarafından başka bir firmaya hurda olarak satıldığını, bu tutarın zarar hesaplaması yapılırken düşürüldüğünü, borçlu aleyhine İstanbul Anadolu .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe borçlu tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; taşımada müvekkili şirketin fiili taşıyan olmadığını, hasarın sorumlusunun müvekkili şirket olmadığını, söz konusu hasardan fiili taşımayı gerçekleştirenin davadışı ...gemisi donatanın sorumlu olduğunu, hasarların... San. ve Tic. A.Ş. tarafından oluşturulduğunu, yüklerdeki saçılmaların yanlış istif ve ambalajlamadan ya da yükleme sırasındaki kötü elleçlemeden olduğunun anlaşıldığını, İzmir'deki iç nakliyenin ... tarafından yapıldığını, konteyner içine ...'in fabrikasında kendileri tarafından dolum yapıldığını, dolasıyla müvekkili şirket taraafından konteynerin kapalı olarak teslim alındığını belirterek, davacının halefiyet hakkını elde edememiş olması sebebiyle davanın husumet yokluğundan ve bahsi geçen diğer sbeplerle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... Davalı vekili takibe itiraz dilekçesinde müvekkili şirketin faaliyet adresinin Hatay ili İskenderun ilçesinde bulunduğu, bu nedenle İskenderun İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Dava ve takip TTK'nun 1472.maddesinde düzenlenen kanuni halefiyet hükümlerine dayandığından uyuşmazlığın esası sigortalının hukukuna tabi olmakla birlikte icra dairelerinin yetkisi açısından HMK'da düzenlenen genel yetki hükümleri uygulanmalıdır. Buna göre, HMK'nun 6.maddesindeki genel yetki kuralına göre davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki İskenderun İcra Daireleri yetkili olduğu halde davacı ... tarafından icra takibi yetkisiz olan Anadolu İcra Dairelerinde yapılmıştır. Öte yandan, sigortalı ile davalı arasındaki ilişki taşıma sözleşmesi niteliğinde olup, sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda HMK'nun 10. maddesine göre sözleşmenin ifa yerindeki icra daireleri ve mahkemeleri yetkilidir. Somut uyuşmazlıkta, taşıma İzmir'den Fransa'nın Fos Sur Limanına yapıldığından sözleşmenin ifa yerinin yurtdışında bulunduğu, navlun borcu açısından ise BK'nun 89.maddesine göre davalı taşıyıcının ikametgahının bulunduğu İskenderun İcra Dairelerinin yetkili olduğu değerlendirildiğinden, sonuçta dava konusu icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisiz olduğu, ..." gerekçesiyle, icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla;Söz konusu davanın müvekkilinin sigortalısına ödediği bedelin TTK'nın 1472. maddesi gereğince rücuen tazmini maksadıyla ikame edilmiş olduğunu, işbu davada kesin yetki bulunmadığından müvekkilinin icra takibini yetkili yerlerden birinde açabileceğini, müvekkilinin, yaptığı ödeme ile sigortalısının tüm haklarına halef olarak davalıya karşı rücu alacaklısı haline gelmiş olduğunu, borcun ancak para olarak ödenebilecek bir borç olduğunu, yani müvekkilinin dava konusu rücu alacağının para borcu niteliğini haiz olduğunu, yani TBK'nın 89. maddesi uyarınca "götürülecek borç" olduğunu, alacaklının, kendi yerleşim yerinde dava açabileceği gibi HMK uyarınca davalının yerleşim yerinde de dava açabileceğini, yani davacıya seçimlik bir yetki verilmiş olduğunu, bu kapsamda müvekkilin merkezi İstanbul'da bulunduğundan icra takibinin İstanbul Anadolu .... İcra Müdürlüğü nezdinde başlatıldığını; itirazın iptali davasının ise İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla İstanbul 17. Asliye Ticaret mahkemesinde açıldığını, böyle bir durumda alacaklı davasını genel ya da özel yetkili mahkemede açmak hususunda seçim hakkını kullanabileceğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı satıcının sigortacısı tarafından, deniz taşıması sırasında oluşan hasara ilişkin ödeme yapıldıktan sonra akdi taşıyıcı aleyhine rücuen tahsil talebiyle yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı ... iş bu davayı davalı ile taşıma sözleşmesi yapan dava dışı satıcıya halefen açmış olduğundan yetki itirazına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde de bu sözleşme esas alınmalıdır. HMK’nın 6. maddesi hükmü ile her davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılacağına ilişkin genel yetki kuralı getirilmiş olup, anılan Yasa'nın 10. maddesinde de bu genel kural ile birlikte akdin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olacağına ilişkin özel bir yetki kuralı öngörülmüştür. Özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmaz ise de onun yanında varlığını sürdürür; dolayısıyla dava, davacının seçimine göre hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Davaya konu taşıma sözleşmesinin ifa yeri varma yeri olan Fransa'dadır. Davalı akdi taşıyıcının dava tarihi itibariyle şirket merkezinin adresi İskenderun, dava dışı sigortalının yerleşim yeri İzmir olmakla; davalı aleyhine başlatılan icra takibi sırasında borca itirazları yanında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmiştir. Davacı ..., halefiyet hükümlerine göre sigortalısının yerleşim yerinde takip yapabilir ise de kendi yerleşim yerinde takip yapamaz. Bu tespitlere göre, icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu icra dairelerini yetkili kılan bir usul hükmü yoktur. İtirazın iptali davasında usulüne uygun biçimde yapılmış geçerli bir icra takibinin varlığı dava şartıdır. Takip borçlusu tarafından borca itirazın yanında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilmesi halinde mahkemece öncelikle icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı karara bağlanıp icra müdürlüğünün yetkili olmadığının kabulü halinde ise ortada usulünce başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olup ilk derece mahkemesi kararı isabetli olmakla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.11.2020 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.