Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/839
Karar No: 2015/3799
Karar Tarihi: 10.04.2015

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/839 Esas 2015/3799 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/839 E.  ,  2015/3799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; mahkemece, tahsisli yada kadim mer"a olup olmadığının usulüne uygun şekilde araştırılması, varsa mer"a norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ve uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığı ile taşınmazın niteliğinin, sınıfının tespit edilmesi, komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı belgeler getirtilerek mahalline uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği tespit edilerek nizalı taşınmazın mer"a niteliğindeki yerlerden olup olmadığının araştırılması; ayrıca tescile konu taşınmaz 1956 yılında yapılan kadastro çalışmalarında su arkı olarak tespit harici bırakıldığına göre faal ve kadim su arkı olup olmadığı hususunda jeolog bilirkişiden de rapor alınması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın fen bilirkişisinin raporu ekindeki haritada mavi ile boyalı ve (A) harfi ile gösterilen 2.182,31 m2 yüzölçümündeki etrafı su arkı, değirmen arkı, 391 nolu parsel ve 381 nolu parsel ile çevrili kısmın yeni bir parsel numarası verilerek davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davaya konu edilen ve kadastro tespiti sırasında su arkı vasfıyla tespit dışı bırakılan haritasında (A) harfi ile gösterilen bölüm hakkında davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddesinde öngörülen imar-ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirtilmemiş, eksik inceleme ile karar verilmiştir. Taşınmaz 1956 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında su arkı vasfıyla tescil harici bırakılmıştır. Mahallinde yapılan keşifte taşınmazın öncesinin değirmen arkı iken değirmenin yıkılması ile boş kaldığı davacının sahiplenip ekip biçtiği beyan edilmiştir. Son yapılan keşifte jeoloji mühendisi dinlenmiş ise de ibraz ettiği rapor değirmen arkının aktif halden ne zaman çıktığı, ne zaman kuruduğunu tespite elverişli değildir. Dava konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan 391 sayılı parsel kadastro tespiti sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. 26.12.1996 yılında 391 sayılı parselin Hazine tarafından satış ile davacı çapa dayalı olarak satın almış ve davacı ... adına

    tescil edilmiştir. Mahkemece dava edilen bölümün 1996 yılından önce davacı tarafından ne şekilde zilyet olduğu araştırılıp ortaya konulmadan karar verilmiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için bir taşınmazın öncesindeki niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını veya imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığını belirlemek için dava tarihinden geriye doğru en az 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının ..."ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ardından taşınmaz başında jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 3 kişilik ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, hava fotoğrafları üzerinde fotogrametri ve jeodezi mühendisi bilirkişiden belirtilen hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile incelenmesi suretiyle hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, önceki niteliği, imar- ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, öyle ise imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise taşınmazın hangi tarihte tarım arazisi haline gelmiş olduğu konusunda rapor alınmalı, jeolog bilirkişisinden taşınmazın su arkının aktif olup olmadığı, aktif değilse ne zaman aktif halden çıkıp kuruduğu yönünden ziraatçi bilirkişilerden taşınmazın niteliği konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup-dolmadığı belirlenmeli, önceki keşifte hazır bulunanlar dışındaki ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenerek gerekçeli, denetime açık, karşılaştırmalı rapor istenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK"nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılık giderilmeli, HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı tam olarak saptanmalı, taşınmazın değirmen arkının aktif halinden tam olarak ne zaman çıktığı tespit edilmeli buna göre 20 yıllık zilyetlik süresinin dava tarihine kadar dolup dolmadığı saptanmalı, davacı taşınmazın bitişiğinde bulunan 391 sayılı parseli 1996 yılında çapa dayalı olarak tapudan satın alması nedeniyle davacının dava konusu yerde 1996 yılından önce ne şekilde zilyet olduğu araştırılıp ortaya konulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 10.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi