9. Hukuk Dairesi 2009/28553 E. , 2010/3593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem,ihbar tazminatı, izin alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.02.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin işyerinde geçen hizmet süresi konusunda taraflar arasında çekişme bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının işe giriş ve çıkış tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı kabul edilerek hesaplamaya gidilmiş, davalı vekili sözü edilen rapora itirazda bulunmuştur. Davalının savunmaları arasında işyerinde zaman zaman iş sözleşmelerinin askıya alındığı husus da yer almaktadır. Dosyada bu konuda bir delil bulunmakta ise de davacının çalışmaları Sosyal Sigortalar Kurumuna kesintili olarak bildirilmiştir. Davacı ve davalı tanıkları, kesintisiz ya da aralıklı çalışmaya dair bir açıklamada bulunmamışlardır. Mahkemece davalının bu yöndeki savunması üzerinde durulmalı ve işyeri şahsi sicil dosyası ile Sosyal Sigortalar Kurumu dosyası üzerinden değerlendirme yapılarak ve gerekirse tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle davacı işçinin istek konusu dönem içinde aralıksız çalışıp çalışmadığı belirlenmelidir. Konuyla ilgili olarak eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı işçi yıllık izin ücreti isteğinde bulunmuş, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre isteğin kabulüne karar verilmiştir. Davalı işveren, davacı işçinin daha önce aynı yerde belediye işçisi olarak çalıştığı dönem için izin belgelerinin ilgili belediyeden istenmesi gerektiğini ileri sürmüş ve izin hesabıyla ilgili olarak bilirkişi raporuna itirazda bulunmuştur. Davacı işçinin dava dışı belediye işçisi olarak çalıştığı dönem için de izin ücreti hesabı yapılmış olmakla Mahkemece, ilgili belediyeden izin belgelerinin istenememiş oluşu da hatalı olmuştur. Yine, davalının izin hesabıyla ilgili bilirkişi raporuna karşı itirazları da değerlendirilmeli ve gerekirse bilirkişiden ek hesap raporu alınmalıdır.
Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda 4857 sayılı İş Kanununun 56. maddesinden söz edilerek 10 günden daha az olarak kullanılan izin süreleri yıllık izin süresinden indirilmemiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 56. maddesinde yıllık izinlerin 10 günden az olmamak kaydıyla en çok üçe bölünebileceği kuralı mevcuttur. Sözü edilen kural işçinin dinlenme hakkını koruma amacını taşısa da, işçinin talebi üzerine kullandırılan izin süreleri 10 günden az olsa da yıllık izin süresinden sayılmalıdır. Somut olayda davacı işçi yıllık iznine mahsuben 10 günden daha az bir izin kullanmak istediğini bildirmiştir. Bu durumda kullanılan sürenin yıllık izin süresinden düşülmesi gerekir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu yöndedir(Yargıtay 9.HD. 22.12.1998 gün 1998/ 15009 E, 1998/ 18546 K).
4- Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınacak olan ücret konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2007 yılı Ocak – Nisan dönem için yakacak yardımı ödendiği gerekçesiyle sözü edilen tutar 30 güne bölünerek tazminat hesabında dikkate alınacak olan bir günlük miktar bulunmuştur. Davalı vekili rapora itirazında sözü edilen ödemenin Ocak-Nisan arası dönemi kapsadığı gerekçesiyle bu dönem gün sayısına bölerek hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Dosya içinde bulunan sözü edilen dönem bordrolarının tamamında yakacak yardımı tahakkuku bulunmamaktadır. Bu durumda davalının itirazları bir değerlendirmeye tabi tutulmalı ve yakacak yardımının ait olduğu dönem gün sayısına bölünmesi yoluyla ilgili alacakla ilgili olarak bir güne düşen tazminata esas ücret belirlenmelidir. Mahkemece bu konuyla ilgili olarak da eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.