23. Hukuk Dairesi 2011/4222 E. , 2012/2589 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillinin dava dışı üçüncü kişiden davalı kooperatifin hissesini 1999 yılının aralık ayında devraldığını, devirden önce çekilen kur’a ile önceki üyeye isabet eden konutun belirlendiğini müvekkilinin üye olarak kabul edilmesine rağmen 2002 yılında muhatabı önceki üye olan ihtarnameler sonucunda o şahsın üyelikten ihraç edildiğini, ödemeleri yapmış olmasına rağmen söz konusu konutun müvekkiline teslim edilmediğini ileri sürerek, üyeliğinin tespiti ile konutun tapusunun davacı adına tescilini talep ve dava etmiş, dava devam ederken konutun başka şahıs adına kayıtlı olması nedeniyle davaya alacak davası olarak devam edilerek konutun tespit edilecek değerinin tahsilini istemiştir.
Davalı temsilcisi, iddiaların doğru olmadığını, davacının üyeliğe kabul edilmediğini, diğer şahsın da üyelikten ihraç edildiğini, davacının iddia ettiği ödemelerin kooperatif kayıtlarında bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, 28.1.2007 tarihinde davanın 10.000,00 TL için kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay Yüksek 16. Hukuk Dairesi’nin 15.07.2008 tarihli kararı ile davacının iddia ettiği 29.500 DM’lik ödemenin kooperatif kayıtlarıyla birlikte araştırılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, benimsenen bilirkişi ek raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, ıslahla artırılan kısmın da faiz işletilmeden davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı kooperatif temsilcisi temyiz etmiştir.
1) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Kooperatifler Kanunu’nun uygulanmasından kaynaklanmakta olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi uyarınca bu tür davalarda basit muhakeme usulü uygulanmaktadır. HUMK.nun 176/11. madde ve bendinde ise basit yargılama usulüne bağlı tutulan dava ve işlere adli ara vermede de bakılacağı öngörülmüştür.
Mahkeme ilamı, davalı kooperatife 09.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olup, karar, HUMK`nun 432/1. madde hükmünde yazılı 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra davalı kooperatif temsilcisi tarafından 13.09.2010 günü temyiz edilmiştir. Aynı Yasa’nın
432/4. maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da bu yönde karar verebileceğinden, davalı kooperatif temsilcisinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz istemine gelince; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacı vekilinin 26.09.2007 tarihli ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunulmadığından ıslahla talep edilen miktar için faize hükmedilmemesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı kooperatif temsilcisinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.