13. Hukuk Dairesi 2016/29259 E. , 2019/6328 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, davalı bankanın internet sitesinde yayınlanan ilanı üzerine bankanın maliki bulunduğu ... mahallesinde bulunan taşınmazı satın almak üzere şartnameyi imzalayarak teklif verdiklerini ve 4.860,00 TL teminat yatırdıklarını, ancak taşınmazla ilgili araştırma yapınca imar planına ve projesine aykırı imalatların bulunduğunu anladıklarını, bunun üzerine tekliflerinden vazgeçerek teminatın iadesini talep ettiklerini ancak teminatın iade edilmediğini ileri sürerek 4.860,00 TL"nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, önerinin (icap) geri alınmasına olmazsa ayıp nedeniyle sözleşmeden dönülmesine istinaden verilen teminatın iadesi istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacıların, davalının maliki olduğu taşınmazı satın almak amacıyla davalı tarafından hazırlanıp ilan edilen satış şartnamesini imzalayıp teklif verdikleri ve şartnamenin 4. maddesine göre teminat yatırdıkları, daha sonradan 11/06/2012 tarihli ihtarname ile imar planına ve projeye aykırılıkların, kaçak yapılan kısımlarla ilgili idari ve adli yargıda davaların mevcut olduğu gerekçesiyle tekliflerinden vazgeçtiklerini bildirerek teminatın iadesini talep ettikleri, ihtarnamenin davalıya 11/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği, talebin 12/07/2012 tarihli ihtarname ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından İmzalanan "gayrimenkul satış şartnamesi "nde Bankanın şartnamede belirtilen koşullar çerçevesinde bir kısım taşınmazlarını satışa sunduğu belirtildiğinden, bankanın şartnameyi ilan etmesi hukuki niteliği itibariyle icaba davet niteliğindedir. Şartnamede, taşınmaz için verilen tekliflerin banka tarafından değerlendirileceği, gerek teklif gerek ihale ve/veya açık arttırma usulü ile satışa sunulan gayrimenkullerin satışının her halükarda bankanın satışı onaylaması şartına bağlı olduğu (4.m), isteklinin onay bildirim tarihinden itibaren 30 gün içinde gayrimenkulün bedelinin tamamını yatırıp tapu devir işlemleri için banka yetkililerine asaleten veya vekaleten başvurması gerektiği aksi takdirde isteklinin hakkının iptal edilerek yatırılan teminatın irat kaydedileceği (9.m), bedelin hesaba yatırılmasını takiben 30 gün içinde devir ve teslim işlemlerinin gerçekleştirileceği aksi halde yine teminatın irat kaydedileceği (13.m) öngörülmüş olup tekliften vazgeçmenin mümkün olup olmadığı, vazgeçme halinde teminatın ne olacağı düzenlenmiş değildir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararda şartnamenin 9. maddesi gereği davalı bankanın teminatı irat kaydetme hakkı olduğundan bahsedilmişse de bilindiği üzere (6098 sy. TBK m.1) sözleşme, tarafların karşılıklı birbirine uygun irade beyanlarıyla kurulur. Davacılar tarafından şartnamenin imzalanarak teklif verilmiş olması öneri (icap) niteliğinde olduğuna göre, davalının teminatı irat kaydedebilmesi için öncelikle kurulmuş ve geçerli bir sözleşmenin olması ardından sözleşmedeki teminatın irat kaydedilebileceği durumun gerçekleşmiş olması gerekir.
Borçlar hukukunun temel hükümlerine göre öneren önerisiyle bağlı olmadığını saklı tutmadıkça (TBK m.8) veya işin gereğinden aksi anlaşılmadıkça ve kabul için belirlenen süre (TBK m.3,4,5) dolmadıkça önerisiyle bağlı olup, hazır olmayanlar arasında önerinin geri alınabilmesi (TBK m.10) geri alma açıklamasının öneriyle aynı anda diğer tarafa ulaşmasına veya öneriden önce öğrenilmesine bağlıdır.
Öte yandan sözleşmelerin hüküm ifade edebilmesi için karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları yeterli olmayıp kesin hükümsüzlük (TBK m.27) hallerinin bulunmaması ve tarafların edim yükümlülüklerine göre belirlenen sözleşme niteliği için kanunda bir şekil şartı öngörülmüş ise sözleşmenin ona uygun yapılmış olması şartına da bağlıdır.
Buna rağmen mahkemece belirtilen kanun hükümlerine göre davacıların önerisiyle bağlı olup olmadığı, davalının hangi tarihte kabul açıklamasında bulunduğu, şartnamenin 4/son cüm. 9. ve 13. maddeleri dikkate alındığında davalının onayıyla kurulacak sözleşmenin ve dolayısıyla teminatın irat kaydedilmesine dair hükümlerin şekil şartı itibariyle geçerli olup olmadığı hakkında bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Hal böyle olunca, davacıların tekliften vazgeçmeye ilişkin ayrıca bir taahhütleri de olmadığına göre, şartnamenin özellikle 4., 9. ve 13. maddeleri birlikte değerlendirilerek öncelikle kurulmuş ve geçerli bir sözleşmenin olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.