1. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/183 Karar No: 2010/1970 Karar Tarihi: 24.2.2010
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/183 Esas 2010/1970 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2010/183 E. , 2010/1970 K.
ELBIRLIĞI MÜLKIYETI
ELATMANIN ÖNLENMESI
SATIŞ VAADI SÖZLEŞMESI
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki bulunduğu 108 ada 78 parsel sayılı taşınmazın tamamını davalının sürüp ekmek suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, maliklerden M..... C....."un satış vaadi sözleşmesi ile payını kendisine devretmeyi vaat ettiğini ve yeri teslim ettiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının intifadan men olgusunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S.... A........"ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, paydaşı bulunduğu çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 108 ada 78 parsel sayılı taşınmazın davacı E.... C..... ile dava dışı M..... C..... adlarına iştiraken kayıtlı olduğu, davalı M..... K......"ın iştirak halindeki maliklerden birisi olan M..... C..... aleyhine Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/341 Esas 2003/281 Karar sayılı dosyasında, satış vaadi sözleşmesine dayanarak açtığı ferağa icbar davasının kabulüne karar verilerek kesinleştiği, anılan kararda, 108 ada 78 parselde M..... C....."a miras yoluyla geçecek hissenin iptali ile davacı M..... adına tesciline şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere; taşınmaz halen elbirliği mülkiyetine tabi bulunmaktadır. Yukarıda sözü edilen ve noterce düzenlendiği anlaşılan satış vaadi sözleşmesi dava dışı iştirakçinin şayi payının satışının vaadedilmesine ilişkindir. Bu tür bir sözleşmenin hüküm ifade edebilmesi diğer bir deyişle uygulanabilir duruma gelmesi taşınmazdaki elbirliği mülkiyeti rejimine son verilerek paylı mülkiyetin tesis edilmesi ile yani taşınmazın paylı mülkiyet konusu olması ile mümkündür. Bu aşamadan önce açılan davada payın satış vaadi alacaklısına devir ve temliki mümkün değildir.
Borçlar Kanununun 22.maddesi delaletiyle 213.maddesinin olayda uygulama olanağı da bulunmamaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin 3.6.2003 tarih ve 2002/341 Esas 2003/281 Karar sayılı ferağa icbar davası sonucu verilen kabul kararına hukuksul değer izafe edilemez. Eş anlatımla, tescilden önce mülkiyet hakkının doğduğuna dair Türk Medeni Kanununun 705.maddesinin sağladığı haktan karar lehdarının yararlanmasına olanak yoktur. Aksinin kabulü kanuna karşı yapılan hileye prim vermek olur ki, yasa abesle iştigal edemez.
Hal böyle olunca, davacının mülkiyetten kaynaklanan haklarına üstünlük tanınmak suretiyle kayıtla ilgisi olmayan davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.