17. Hukuk Dairesi 2014/18521 E. , 2017/8836 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ...Ltd.Şti. hakkında takip yapıldığını, takibin sonuçsuz kaldığını, borçlu şirket ortakları davalı ... ve ..."nin hisselerini diğer davalılar ... ve ..."a devrettiklerini, daha sonra şirket ortakları davalı ... ve ..."nin...Ltd.Şti. kurarak faaliyetlerine bu şirket üzerinden devam ettiklerini, hisse devirlerinin ve şirket kuruluşunun muvazaalı olduğundan iptaline, ...Ltd.Şti. tüzel kişiliğinin ticaret sicilden terkinine karar verilmesini talip etmiştir.
Davalılar ...Ltd.Şti., ..., ... ve ... vekili, müvekkilleri ... ve ..."nin ortağı oldukları şirket borçlarından dolayı şahsi sorumlukları olmadığını, pay devrinin gerçek olduğunu,...Ltd.Şti."nin kuruluşunun muvazaalı olduğu iddasının gerçek olmadığını, davacının ... 13.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/326 Esas sayılı dosyasından şirketler arasında bağlantı bulunmadığıını belirtildiği, borçlu şirketin mal varlığının...Ltd.Şti. devredilmediğinden haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Müdürlüğü vekili, müvekkilinin ilgili yasa ve tüzüğün verdiği yetki ile tescil taleplerini değerlendirildiğini yapılan tescilde ihmalleri olmadığını ve kendilerine husumet düşmeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya göre, her ne kadar ... Ticaret Sicil Müdürlüğü davalı olarak gösterilmiş ise de; davanın niteliği gereği Ticaret Sicil Müdürlüğü"ne husumetin düşmeyeceği anlaşıldığından, bu davalı hakkındaki davanın pasif husumetten reddine bir kısım davalıların yine bir kısım diğer davalılara yaptığı hisse devrinin ve davalı ...Ltd.Şti."nin kuruluşunun muvazaalı olmadığı, muvazaalı olduğu kabul edildiğinde dahi, hisse devirlerinin ve şirket kuruluşunun geçersizliğine ve ...Ltd.Şti."nin tüm mal varlığının davalı ...Ltd.Şti."ye devrine karar verilmesinin mümkün bulunmadığı, tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesi doğrultusunda ... 13. ATM"nin 2010/326 E, 2011/631 K sayılı dosyasında yapılan yargılama ile davacının davalı ...Ltd.Şti."den alacağının olmadığının sabit bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazların reddi gerekmiştir.
2-Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufların üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarrufların sınırlı olarak sayılmamış, kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır. (İİK. m. 281 )bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı) belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının alacağının 15.07.2003 tarihli fatura alacağından kaynaklanmakta olduğu, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleştiği, borçlu adresinde 09.04.2010 tarihinde yapılan hacizde hacze kabil malın olmadığının anlaşıldığı bu hali ile haciz tutanağının İİK"nnu 105.madde kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu sabit olmuştur.
Borçlu şirketin iki ortağından biri olan davalı ... borcun doğumundan sonra borçlu şirketteki hisselerini 26.05.2009 tarihinde diğer ortak ... ise 26.05.2009 tarihinde devrederek ortaklıktan ayrıldıkları, borçlu şirketin bu tarihten sonra faaliyette bulunmadığı ve 30.07.2010 tarihinde vergi idaresi tarafından resen terkin edildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlu şirket ortakları ... ve ... hakim ortak olarak yine borcun doğumundan sonra 28.08.2008 tarihinde borçlu şirketin ticaret sicil adresi olan ... caddesindeki adresinde aynı faaliyet alanında... Ltd.Şti. Kurmuştur. ”...” borçlu şirketin 27.02.2004 tarihinde tescil ettirdiği bir markası olup hem borçlu şirket tarafından daha sonra da bu isimle kurulan ...Ltd.Şti. tarafından kullanılmaya devam edilmiştir. Bu durumda, davalı borçlu şirket ile üçüncü kişi konumundaki ...Ltd.Şti. arasındaki işlemlerin örtülü işyeri devri mahiyetinde olup İİK"nun 280/3 madde gereğince iptale tabi olup davacı 3 kişi takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davalı ...Ltd.Şti. malvarlığı üzerinde haciz ve satış istemi yetkisine sahip olacaktır.
Mahkemece, karara dayanak alınan ... 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 201/326 Esas 2011/ 631 Karar sayılı dosyasının, tarafları aynı olmadığı gibi davanın alacak davası olarak açıldığı bu davada İİK"nun 280.madde koşullarının tartışılmadığından, eldeki davada kesin hüküm özelliği olmadığı gibi sadece takdiri delil mahiyetinde olduğu ancak hukuki müesseselerin farklı olması nedeni ile bu davayı bağlayıcı özelliği bulunmadığı açıktır.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.