10. Hukuk Dairesi 2020/4399 E. , 2021/4639 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
Dava, haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının kuruma olan borçları sebebiyle haciz konulan meskenin haline münasip ev olup haczedilemeyeceği gerekçesiyle haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı Kurum vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Taşınmazın dava itibariyle değerinin 525.000,00 TL, keşif tarihi itibariyle değerinin 550.000,00 TL olduğu ve davacı borçlunun sosyal durumu da dikkate alındığında bölgede alabileceği haline münasip ev bedelinin 550.000,00 TL olacağı bu nedenle 6183 sayılı yasanın 70/11. maddesi uyarınca borçlunun haline münasip evine haciz konulamayacağı gerekçesiyle;
“Davanın kabulü ile davalı kurum tarafından davacı adına kayıtlı İstanbul ili ... İlçesi 1026 ada, 26 parsel, 11 nolu mesken üzerine konulan haczin kaldırılmasına” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Bakırköy 1. İş Mahkemesi"nin 02/05/2018 tarihli, 2016/15 Esas - 2018/85 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasa"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı Kurum vekili, yasa gereği bilirkişilerce gerekli araştırmanın yapılmadığı, davacının haline münasip daha uygun bir ev alabileceği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
6183 sayılı Yasanın 70. maddesine göre; borçlunun “hâline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İş mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmeyecektir. 6183 sayılı Yasanın tamamı incelendiğinde davacının meskeniyet iddiasını ileri sürmesi açısından herhangi bir hak düşürücü sürenin belirlenmediği görülmektedir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacının mesken niteliğindeki 11 nolu bağımsız bölümün maliki olarak meskeniyet iddiasıyla haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılmayıp tanık beyanlarıyla yetinildiği, tanık beyanlarına göre meskende davacı ve eşinin sürekli olarak ikamet ettiği, yurtdışında üniversite eğitimi alan bir kızlarının olduğu anlaşılmış, yapılan keşif ve dosyaya sunulan bilirkişi raporunda da dava konusu meskenin davacının haline münasip olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Bilirkişiler davacı ve ailesinin ihtiyaç duyacağı evin neden yine aynı bölgeden alınması gerektiği, ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikteki evin değerinin belirlenmesindeki dayanaklarını göstermemişlerdir. Bu nedenle bilirkişi raporu denetime elverişli olmayıp, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Dava konusu mesken her ne kadar yeni bir yapı olmasa da konum olarak Şişli’nin mutena bir yerinde bulunmakta olup, İstanbul’un sosyal ve ekonomik olarak üst düzeyde olan bölgelerinden biridir.
Mahkemece davacının sosyal ve ekonomik durumu araştırılıp, Şişli ilçesi içerisindeki farklı mahallelerde fiyat olarak daha makul meskenler olabileceği gibi çevre ilçelerde de davacının ailesiyle birlikte haline münasip daha uygun fiyatlı evlerin olabileceği değerlendirilmeli, bu meyanda bilirkişilerden İstanbul’un ve Şişli ilçesinin değişik yer ve konumlarını irdeler şekilde rapor alınarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.