8. Hukuk Dairesi 2018/15049 E. , 2019/3520 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, dava konusu 495 ada 11 parsel sayılı taşınmazda vekil edenleri ile davalının malik olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan binada davalının taşınmazdaki hissesinden fazla alanı kullandığını, davalının kullanımı haricindeki yerleri de kiraya verdiğini ve bu kira bedellerini de yalnız kendisinin tahsil ettiğini, bu konuda davalıya ihtarname çekilerek vekil edenlerinin hissesine isabet eden 48 aylık tutar olan 36.000,00 TL"nin ödenmesinin istendiğini, bu sebeple davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazının haksız ve yersiz olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine % 40 tan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmaz ile ilgili 28.10.2010 tarihli protokol yapıldığını, protokol gereği kira bedellerinin davacının hesabına gönderildiğini, davacıların kira paylaşım protokolü dikkate alındığında alacakları veya paylaşılmayan bir kira bedeli alacaklarının mevcut olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının hissesinden daha fazla olarak kullandığı ve hisseden fazla kullanılan yer için hesaplanan bedel, talep edilen bedelden daha fazla olduğundan davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra inkar tazminat şartlarının oluşmadığı için icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasındaki ecrimisil talebine ilişkin olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 495 ada 11 parsel sayılı taşınmazın bir ahşap, bir yığma ve altı katlı zemin dükkan ve üç adet bina vasfı ile davacılar, davalı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olduğu, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaz üzerinde 7 katlı bina bulunduğu, taşınmazda kat irtifakı/kat mülkiyetine geçilmemiş olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 15. İcra Dairesinin 2012/7968 Esas sayılı dosyası ile ecrimisil alacağı ile ilgili 36.000 TL üzerinden takip başlatıldığı ve davalının takibe itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı ya da kullanabileceği bir kısım yer varsa paydaşın ecrimisil talebinin dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı tarafın dava konusu taşınmazdaki hissesinden daha fazla yer kullandığını, 22/12/2014 hakim havale tarihli dilekçesi ile de, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan 7 katlı binada, kuaför olarak kullanılan zemin üst A nolu dükkanı, 4. kat 7 nolu daireyi ve 4. kat 8 nolu daireyi davalının kullandığını ve belirtilen bu yerler için ecrimisil taleplerinin olduğunu, devamında, 1. kat 1 nolu dükkanın, 2. kat 3 nolu dairenin, 3. kat 5 ve 6 nolu dairelerin ve yine 5. kat 10 nolu dairenin davacılar tarafından kullanıldığını/kiraya verildiğini belirtmiştir. Tüm bu açıklamalar ve dosya kapsamına göre, davacılar arafından taşınmaz üzerinde kullanılan daire ve dükkanlar olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacıların payına karşılık dava konusu taşınmazda kullandıkları az ya da çok alanlar bulunduğuna göre davacıların, taşınmazda paydaş olan davalıdan ecrimisil tazminatı isteyemeyeceği açıktır.
Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş, davacıların ecrimisil isteme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi olmalıdır. Bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.