Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2281
Karar No: 2021/1257
Karar Tarihi: 19.10.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2281 Esas 2021/1257 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2281 E.  ,  2021/1257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “istirdat” davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 31.05.2011 tarihli dava dilekçesinde; sağlık kuruluşu olan davacıya ticarethane için belirlenen birim fiyatların esas alınması suretiyle ve yersiz elektrik tüketim vergisi istenilmesiyle davalı şirket tarafından fazla ve yersiz faturalandırma işlemi yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak saklı kalmak suretiyle, fazla ve yersiz ödenen 54.110,48TL fatura bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02.06.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 70.373,94TL olarak artırmıştır.
    Davalı cevabı:
    5. Davalı vekili yasal süresinden sonra ibraz ettiği cevap dilekçesinde; husumetin Tedaş Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığı gibi abone grubu değişikliği talep etmeyen davacının geriye dönük isteminin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.11.2012 tarihli ve 2011/185 E., 2012/457 K. sayılı kararı ile; husumet ve zamanaşımına ilişkin iddialar reddedilmekle birlikte elektrik faturalarında hatalı abone grubu uygulanması nedeniyle davacının fazla fatura bedeli ödediği ancak ödenen faturalara zamanında itirazda bulunmadığı, yapılan yanlış uygulama nedeniyle geriye dönük bir talep hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03.07.2013 tarihli ve 2013/6548 E., 2013/11453 K. sayılı kararı ile; fazla elektrik faturası tahakkukunda kusurun davalıda olduğu, davacının fazla ödediği miktarı istemekte haklı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
    7. Mahkemenin 17.06.2014 tarihli ve 2013/456 E., 2014/263 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra; davanın ıslah nedeniyle tam kabulü ile 54.110TL tutarın 24.03.2011 tarihinden, bakiye 16.263,46TL tutarın da ıslah tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Bozma Kararı :
    8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    9. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.02.2015 tarihli ve 2014/20370 E., 2015/2549 K. sayılı kararı ile;
    “…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak, mahkemece; davanın reddine dair verilen ilk kararın temyizi üzerine; Dairemizin “03.07.2013” tarihli ilamıyla hükmün bozulmasından ve bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama esnasında; davacı tarafın verdiği “02.06.2014 tarihli" dilekçe ile, talep ettiği miktarı ıslah suretiyle 70.373.94 TL"ye çıkartılmış; mahkemece, ıslah edilen miktar esas alınarak bu yöndeki talebin kabulüne karar verilmiştir.
    Oysa, HMK"nun 176. maddesi (HUMK"nun 83. maddesi) ve 04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince; bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir.
    Bu nedenle, Mahkemece; bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı ilkesi çiğnenmek suretiyle 70.373.94 TL"nin tahsiline hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    10. Mahkemenin 08.09.2015 tarihli ve 2015/296 E., 2015/360 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçelerinin yanında, bozmadan sonra tahkikat devam ediyorsa ıslah yapılabileceği gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    11. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Mahkemece bozma kararından sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulup kurulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    13. Davanın açılış tarihi itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun (HUMK) 83 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiş; 83. maddede davanın her iki tarafının da, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurulabileceği; 84. maddede, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikatın bitimine kadar yapılabileceği hüküm altına alınmış; benzer hükümlere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 176 ve 177/1. maddelerinde de yer verilmiştir.
    14. Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur.
    15. Eş söyleyişle, ıslah, iyi niyetli tarafın davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur.
    16. Bu konuda HUMK zamanında verilmiş olan 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 E., 1948/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da (İBK) yukarıda bahsi geçen hükümler benimsenmiş; ayrıca ıslahın tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtayca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı kabul edilmiştir. Sözü edilen kararda taraflardan birine davanın herhangi bir aşamasında ıslah olanağı tanınmasının davaların sonu alınamayacak şekilde uzamasına neden olacağı, bu istisnai yolun bozmadan sonraki aşamalara da yaygınlaştırılmasının, bozmaya uyulmasıyla kazanılan hakları ihlal edebileceği gibi davanın tamamen ıslah edildiği hâllerde işin sonuçlandırılmasını güçleştireceği vurgulanmıştır.
    17. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nın 177/1. maddesinin tahkikat sonuçlanıncaya kadar ıslah yapılabileceğini öngördüğü, bu sebeple Yargıtayın bozma kararı sonrasında tahkikat safhasına dönüleceğinden bozmadan sonra ıslah yapılabileceği, HMK’nın 177. maddesinin yanlış yorumlandığı, 1948 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararının HMK karşısında güncelliğini kaybettiği, bozma kararı sonrasında ıslah yapılıp yapılamayacağına dair Yargıtay Daireleri arasında görüş aykırılığı bulunduğu ileri sürülerek 1948 tarihli içtihadın birleştirilmesi kararının değiştirilmesi talep edilmiş ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı kararında 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 E., 1948/3 K. sayılı içtihadı birleştirme kararındaki benzer gerekçelerle “bozma kararı sonrası ıslah yapılamayacağı ve içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” karar verilmiştir.
    18. Aynı hususlara Hukuk Genel Kurulunun 20.04.2021 tarihli ve 2017/3(13)-572 E., 2021/518 K. sayılı kararında da yer verilmiştir.
    19. 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile bozmadan sonra da ıslah yapılabileceğine ilişkin hüküm getirilmiş ise de, bu Kanun’un “geriye yürümeme ilkesi” ve ıslah işleminin yapılmakla tamamlanmış usulî işlem teşkil etmesi nedeniyle eldeki davada ıslah tarihi itibariyle bu yeni hükmün uygulanamayacağı açıktır.
    20. O hâlde bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece Özel Dairenin 03.07.2013 tarihli ve 2013/6548 E., 2013/11453 K. sayılı bozma kararına uyulduğu belirtilerek ve bozmadan sonra ibraz edilen davacı vekilinin 02.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda belirtildiği üzere Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 E., 1948/3 sayılı K. ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı kararları dikkate alındığında bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığından mahkemenin direnme gerekçesi hatalıdır.
    21. Sonuç itibariyle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    22. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi