23. Hukuk Dairesi 2011/2703 E. , 2012/2544 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı tapu iptali ve tescili davasının reddine, muarazanın önlenmesi isteminin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından inşa edilen 421 ada 545-546 parsellerde bulunan B blok 20 nolu dairenin müvekkili adına tespit edildiğini, 05.10.1995 tarihli üye kayıt formu ile üyeliğin davalı tarafından kabul edildiğini, aidat bakiye borçlarının ... İcra Müdürlüğü"nün 2002/874 esas sayılı dosyasında ödediğini, ancak 20 nolu dairenin kooperatifçe başka bir şahsa tahsis edilmesi üzerine yerine A Blok 2. kat 17 nolu dairenin verildiğini ileri sürerek, bu dairenin müvekkili adına tespit ve tescilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmiş, 06.12.2010 tarihli dilekçesi ile de talebini muarazanın önlemesi olarak bildirmiştir.
Davalı temsilcileri, davacının 1995-2004 yılları arasında yapılan hiçbir genel kurula katılmadığını, üyelik kaydının bulunmadığını, son iki yılın aidatını ödemediğini, kooperatife borcu bulunduğunu, 20 nolu dairenin yönetim kurulu tarafından 3. bir kişiye satıldığını, davacıya 17 nolu dairenin tahsis edildiğine ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tapusunun iptali ile adına tescilini talep ettiği 17 nolu dairenin davacıya tahsisine ilişkin kooperatifçe verilmiş bir karar olmamakla birlikte davacının kooperatif üyesi olduğunun sabit bulunduğu, bu durumda her kooperatif üyesi gibi kendisine de bir daire verilmesinin kanun ve anasözleşme gereği olduğu, tapu kayıtlarına göre taşınmazın halen arsa olarak gözüktüğü, kooperatif tarafından kur"a çekilerek ferdileşmeye gidilmediği, bu nedenle mahkemenin genel kurul yerine geçerek 17 nolu dairenin davacı adına tesciline karar vererek ferdileşme yapma yoluna gitmesi hukuken mümkün olmadığından dairenin tapusunun iptali ve tescil talebinin reddine karar vermek gerektiği, 06.12.2010 tarihli dilekçe içeriğinden davanın aynı zamanda davalı kooperatif ile 17 nolu dairenin davacıya tahsisi konusunda muarazanın giderilmesine dönük olması karşısında, bu talebe karşı davalının açıkça iddianın değiştirilmesi kapsamında itiraz etmemesi ve ayrıca çoğun içinde azın var olduğu kuralının bulunması nedeniyle dairenin boş bulunması da nazara alınarak bu talep yönünden davacının haklı oluduğu kanısına varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 17 nolu bağımsız bölümün tapuya tescili isteminin bu aşamada reddine, 17 nolu bağımsız bölüm hakkında kooperatif tarafından çıkarılan muarazanın önlenmesi isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin iken, daha sonra davacı tarafından, dava konusu talebin 17 no"lu dairenin davacı adına tahsisi suretiyle muarazanın önlenmesi istemi olduğu açıklanmıştır.
Mahkemece verilen karar yeterli incelemeye dayanmamaktadır. Dava konusu yerin davacıya tahsis edilmiş bir yer olması halinde muarazanın önlenmesine karar verilmesi gerekir ise de, bu yerin davacıya tahsis edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Mahkemece, 17 nolu dairenin boş bulunması ve davacının muarazanın giderilmesi talebi yönünden haklı olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dairenin boş bulunmasının anlamı ve kapsamı anlaşılamadığı gibi, kooperatifçe herhangi bir kur"a çekimi yapılıp yapılmadığı, tüm kooperatif üyelerine daire tahsis edilip edilmediği, davaya konu 17 nolu bağımsız bölümün davalı kooperatif payına düşen ve kimseye tahsis edilmeyen yerlerden olup olmadığı, tapuda halen kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmadığından, tahsis yapılmış ise nasıl yapıldığı, kur"a çekilmiş ise 17 nolu bağımsız bölümün kur"aya tabi tutulup tutulmadığı veya tahsisi mümkün olup olmadığı, kooperatifte tüm üyelere yetecek miktarda daire olup olmadığı hususları üzerinde durulmadan, bu yönlerden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacı tarafın talebinin 17 nolu dairenin davacı adına tahsisi suretiyle muarazanın önlemesi olmasına rağmen, mahkemece, "davacı vekilinin 17 nolu bağımsız bölümün müvekkiline ait olduğu hususundaki kooperatif tarafından çıkarılan muarazanın önlenmesi isteminin kabulüne" dair verilen kararda ve gerekçesinde muarazanın mahkemece ne şekilde giderildiği açıklanmadığı için infazda tereddüt doğuracak nitelikte olan kararın, bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.