MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nun 158/1-f-son, 43/1, 52/2, 58/6-7 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet


Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, daha önce kendisinden ev almak için görüştüğü katılana ait nüfus cüzdanı fotokopisini kendisinden temin etmesi üzerine, katılana ait nüfus cüzdanını sahte olarak tanzim edip, üzerine kendisine ait fotoğrafı yapıştırarak, 14/10/2010 ve 18/10/2010 tarihlerinde, İş Bankası Bolu Şubesine başvurması neticesinde, katılanın kredi kartı hesabından toplam 400 TL çekerek haksız menfaat temin ettiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan beyanı, elde edilen banka kamera görüntüleri, İş Bankası Bolu Şubesinin olaya ilişkin cevabi yazı ve ekleri, görüntü izleme ve teşhis tutanağı ile dosya kapsamına göre sanığın, katılan adına sahte olarak düzenlediği nüfus cüzdanını kullanarak katılanın kredi kartı hesabından para çekmek suretiyle üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği yönünde mahkemenin mahkumiyet hükmüne ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, kamu kurumu olan Nüfus Müdürlüğü’nün maddi varlıklarından olan ve sahte oluşturulan nüfus cüzdanı ile katılana ait İş Bankası kredi kartı hesabından para çekmesi şeklinde gerçekleştirdiği eylemin, TCK’nın 158/1-d ve f maddelerinde belirtilen birden fazla fıkrasını ihlal etmesi, suçun işleniş şekli ve sanığın kastının yoğunluğu karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler esas alınıp, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesi gereğince nitelikli dolandırıcılık suçundan hükmolunan hapis cezasının tayininde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış olup, sanığın sabıka kaydında yer alan Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/298-2007/12 sayılı ilamı yerine, suç tarihinden sonra 04/11/2010 tarihinde kesinleşen hükümlülüğün esas alınmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmadığına ve atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.