Tebliğname No : 7 - 2012/227922
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2011
NUMARASI : 2007/314 (E) ve 2011/957 (K)
SUÇ : 4926 sayılı Yasaya Muhalefet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1) N.. İthalat İhracat Tıbbi Malzeme San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından ithal edilen IM087648 sayı ve 27.03.2006 tarihli gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın yapılan fiziki kontrolünde, beyan edilen eşyaların dışında vitamin hapları, saç spreyleri ve bilgisayar aksamı bulunduğu tespit edilmiş olup, dosyada mevcut gönderici Natrol Inc. tarafından düzenlenen 28.03.2006 tarihli yazıda eşyanın İzmir" de bulunan N.. Tıbbi Müstahzarlar Pazarlama A.Ş." ye gönderilmesi gerekirken yanlış isim ve adrese kendileri tarafından gönderildiğinin belirtildiği cihetle, bahsi geçen İzmir"deki N..Tıbbi Müstahzarlar Pazarlama A.Ş. yetkilisi dinlenilerek suç tarihinde A.B.D. deki Natrol İnc. isimli firmadan 28.03.2006 tarihli “Evrak İnceleme ve sayım-Tespit Tutanağında” belirtilen eşyalarla ilgili siparişleri bulunup bulunmadığı sorularak, buna ilişkin fatura ve ithalat belgeleri getirtilip anılan husus belirlendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2012 gün ve 2011/7- 465 Esas, 2012/11 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı yasanın 5/son maddesinde belirtilen toplu kaçakçılık suçunun oluşabilmesi için eylemin iki veya daha fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesinin yeterli olduğunun belirtilmiş olması karşısında; tüm dosya kapsamına göre, isnat edilen eylemin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilmesi ve hükümden önce 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 Karar sayılı kararı ile, mülga 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 34. maddesinin son fıkrasında yer alan, "..Gümrük İdaresince.." ibaresi, Anayasa"ya aykırı görülerek iptal edildiğinden, beyan harici vitaminler, saç spreyi ve bilgisayar parçalarından oluşan dava konusu eşyanın, konusunda uzman bilirkişiye tespit ettirilen CİF değeri esas alınarak gümrük idaresince hesaplanacak gümrüklenmiş değerinin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu olmak üzere sanıklara ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken sadece bilgisayar parçaları ve saç spreyi için hesaplanan gümrüklenmiş değerin 3 katı üzerinden ön ödeme tebliğ edilerek, ödeme yapılmadığından bahisle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
3) 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nun 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;
Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
4) Mahkumiyet hükmünün beyan harici kalan dava konusu tüm eşyanın gümrüklenmiş değeri üzerinden tayin ve tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden sadece dava konusu bilgisayar parçaları ve saç spreyinin gümrüklenmiş değeri esas alınmak suretiyle eksik ceza tayini,
5) İnfazı kısıtlar şekilde para cezasının ödenmemesi halinde nasıl hapse çevrileceğinin belirlenmesi,
6) Dava konusu kaçak eşyanın 4926 sayılı yasanın 4/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık N.. A.."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasa"nın 8/l. maddesi gereğince yürürlükte, bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK 326/son fıkrasının gözetilmesine, sonucuna göre bozma kararının hükmü temyiz etmeyen sanık E.. Y.."a sirayetine, 18.06.2015 günü oybirliği ile karar verildi.