7. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5391 Karar No: 2016/368 Karar Tarihi: 20.01.2016
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/5391 Esas 2016/368 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2015/5391 E. , 2016/368 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2- Davacı, davalı işyerinde kepçe operatörü olarak çalışırken boş belge ve senet almaya çalıştığını vermemesi üzerine de iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı, davacının iş sözleşmesinin kendileri tarafından feshedilmediğini, defalarca habersiz-mazeretsiz olarak işe gelmediğini fakat davalı işverenin mağduriyete neden olmamak adına iş sözleşmesini feshetmediğini, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, akdin feshini 04.06.2012 tarihli ihtarname ile davacıya bildiren davalı işverenin, SGK" ya fesih tarihini 14.06.2012 olarak bildirmesinin İş Kanununun 26. maddesine aykırı olduğu, davacı ihbar ve kıdem tazminatı ile birlikte diğer alacaklara hak kazandığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İş sözleşmesinin tazminat gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispatı işverene aittir. Davalı şirket ile organik bağ içinde olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılan .... tarafından davacının 28-31/05/2012 tarihleri arasında devamsızlık yaptığı gerekçesi ile iş sözleşmesi 04/06/2012 tarihli noter ihtarnamesi ile sona erdirildiği bildirilmiş ise de davacının 26/05/2012 tarihinde işten çıkarıldığını ileri sürdüğü ve 30/05/2012 tarihinde vekaletname verdiği, davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde iş sözleşmesinin feshedilmediği beyanı hep birlikte değerlendirildiğinde, 26/05/2012 tarihinde iş verenin haklı feshinde söz edilemeyeceği ve davacının kıdem ihbar tazminatlarına hak kazanacağı yolundaki mahkeme kabulü bu gerekçe ile yerinde görülmüştür. Ancak davacı iş sözleşmesinin açıkça 26/05/2012 tarihinde sona erdirildiğini ileri sürdüğünden, talep aşılarak hizmet sonuna 14/06/2012 kabul ederek hesap yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi hatalıdır. Dosyada ibraz edilen bir kısım ücret bordrolarında, davacı adına asgari geçim indirimi tahakkuk ettirildiği görülmekte olup, bunların banka hesabına yatırıldığının tespiti halinde tahakkuk bulunan ayların, asgari geçim indirimi hesabında dışlanması gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.