
Esas No: 2017/3201
Karar No: 2021/1253
Karar Tarihi: 19.10.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3201 Esas 2021/1253 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki "orman kadastrosuna itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Muğla Kadastro Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; kuzeyi: ... adına tapulu 887 parsel sayılı taşınmaz, doğusu: yol ve... ..., batısı: tahdidi kesinleşmemiş Devlet ormanı ile çevrili 3217,96 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 1942 yılında 3116 sayılı Kanun"a göre yapılan orman tahdidi sırasında "Mustafa Şahin tarlası" vasfıyla orman tahdidi dışında, orman sayılmayan yer olarak bırakıldığını, müvekkilinin de Mustafa Şahin mirasçılarından 20.02.2006 tarihli harici satış senedi ile zilyetliği devraldığını, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yer olduğunun Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2007 tarihli ve 2006/157 E., 2007/322 K. sayılı kararı ile ispatlandığını, dava konusu yerde 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun"un 7. maddesi gözetilerek orman kadastrosu ile 6831 sayılı Kanun"un 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulama çalışmalarına 2005 yılında başlanıp 2006 yılında bitirildiğini, bu çalışma sırasında dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında bırakılmasına karşın Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğünün 17.07.2011 tarihli ve 1090 sayılı yazıları üzerine 107 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 06.10.2011 tarihli ve 61 nolu "mahkeme kararı uygulanma tutanağı" düzenlenerek dava konusu taşınmazın tamamını "Göztaşı Devlet Ormanı" olarak sınırlandırıldığını, bu sınırlandırmanın 24.01.2012 tarihinde ilan edildiğini, Orman İşletme Müdürlüğünün mahkeme kararının uygulanmasını talep etme yetkisi bulunmadığı gibi işi bitirme tutanağı düzenleyen Orman Kadastro Komisyonunun beş yıl sonra dava konusu taşınmazla ilgili orman sınırlaması yapmasının hükümsüz olduğunu, taşınmazın gerek evveliyatı gerekse fiili durumu itibariyle orman sayılmayan yer olduğunu ileri sürerek Orman Kadastro Komisyonun 06.11.2011 tarihli "mahkeme kararı uygulama tutanağı" ile dava konusu taşınmazı "Göztaşı Devlet Ormanı" olarak sınırlandırma çalışmasının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... İdaresi vekili cevap dilekçesinde; Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/157 E., 2007/322 K. sayılı kararının davacı aleyhine olduğunu ve taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiğini, dava sınırlamaya itiraz davası olarak nitelendirilmiş ise de, hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gibi görevli mahkemede de açılmadığını, husumetin yanlış ve eksik olduğunu, diğer yönden gerek komisyon gerekse Orman İşletme Müdürlüğünün yasal düzenlemelerden kaynaklanan görevlerini yerine getirdiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Muğla Kadastro Mahkemesinin 19.02.2014 tarihli ve 2013/12 E., 2014/2 K. sayılı kararı ile; yönetmeliğin ilgili hükümleri doğrultusunda 2/B uygulamalarını yapmak üzere görevlendirilen 107 nolu Orman Kadastro Komisyonuna, Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/157 E., 2007/333 K. sayılı ilamını uygulamak üzere görev verilmediği, Çandır Köyü"nde yapılan aplikasyon ve orman kadastro çalışması esnasında dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında orman sayılmayan yer olarak bırakılmış olduğu, bu durumun teknik heyet tarafından şekli ve hukukî noksanlık olarak değerlendirilmediği, ayrıca 61 nolu mahkeme kararı uygulama tutanağı düzenlenmek suretiyle işlem yapıldığı, yapılan işlemin yok hükmünde kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğünün idari emri ile düzenlenen 06.10.2011 tarihli mahkeme kararı uygulama tutanağı ile dava konusu taşınmazın Göztaşı Devlet Ormanı olarak sınırlandırma çalışmasının iptaline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... İdaresi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince 04.11.2014 tarihli ve 2014/4744 E., 2014/9115 K. sayılı kararı ile;
“…taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman tahdidi 1942 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılmış, taşınmaz tahdid dışında bırakılmıştır. Daha sonra yapılan aplikasyon çalışmasında, 107 numaralı Orman Kadastro Komisyonu dava konusu taşınmazın Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/157 - 2007/322 sayılı kararı ile orman olduğu gerekçesiyle ... tarafından açılan tescil davasının ret edilmiş, bu işlemden sonra komisyonca 4999 sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince taşınmaz orman sınırları içine alınmıştır.
4999 sayılı Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasında; “Devlet Ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır." denilmek suretiyle orman kadastro komisyonlarının yetkileri belirlenmiş, komisyon kendisine verilen yetkiye göre çalışma yapmış ve dava konusu taşınmazı orman olarak sınırlandırmıştır.
6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre bu tür davaların hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılabileceği, hak sahiplerinin belirlenmesinde 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı koşulların bulunması gerektiği, davacı tarafından açılan tescil davasının Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/157 - 2007/322 sayılı kararı ile red edildiği dikkate alındığı zaman, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşulları yararına oluşmayan davacının bu suretle 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde belirtilen “hak sahibi” olma koşuluna sahip olduğu düşünülemeyeceğinden, hak sahibi olmayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yazılı şekilde aksi yönde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır…" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Muğla Kadastro Mahkemesinin 11.11.2015 tarihli ve 2015/19 E., 2015/160 K. sayılı kararı ile; Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğünün idari emri ile orman kadastro komisyonu tarafından düzenlenen 06.10.2011 tarihli mahkeme kararı uygulama tutanağı ile dava konusu taşınmazın Göztaşı Devlet Ormanı olarak sınırlandırma çalışmasının yok hükmünde olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2010 tarihli ve 2010/20-478 E., 2010/527 K. sayılı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15.06.2009 tarihli ve 2009/17387 E, 9923 K. sayılı kararlarında da mahkeme kararı uygulama tutanağı ile yapılan özel orman kadastrosunun yok hükmünde olduğunun belirtildiği, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yer olduğu ve tapuya kayıtlı olmadığı, üzerinde davacının evi, meyve ve sebze bahçesinin bulunduğu, zilyetlikle sahipli bir yer olduğu, Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/157 E., 2007/322 K. sayılı dosyası ile nizalı duruma gelmesine rağmen bu kararın kesinleşmesi ile davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin fiilen ve hukuken yeniden başladığı, davacının 6831 sayılı Kanun"un 11. maddesinde belirtilen hak sahibi olma koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindeki eldeki davada, davacının 6831 sayılı Kanun"un 11. maddesinde belirtilen “hak sahibi” olma koşuluna sahip olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Orman sınırlandırılması, genel anlatımla, ülke ormanlarının geometrik ve hukukî durumlarını ortaya koyan teknik çalışmaların bütününü ifade eder. Orman kadastrosu özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden özel kanun olan Orman Kanunu"nda düzenlenmiştir.
13. Orman sınırlandırılması işlemlerine ilk kez 18.02.1937 tarihli 3116 sayılı Orman Kanunu"nda yer verilmiş olup, anılan Kanun ile sadece devlet ormanlarının tahdit ve kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. 1956 yılında 6831 sayılı Orman Kanunu yürürlüğe girmiş, 6831 sayılı Orman Kanunu ile tüm ormanların tahdit ve kadastrosunun yapılması hüküm altına alınmıştır. Bu Kanun"da 20.06.1973 tarihinde 1744, 23.09.1983 tarihinde 2896, 05.06.1986 tarihinde 3302, 28.05.1987 tarihinde 3373, 05.11.2003 tarihinde 4999, 15.01.2009 tarihinde 5831 sayılı Kanun"larla bazı değişiklikler yapılmıştır.
14. 3116 ve 6831 sayılı Kanunlarda ve 6831 sayılı Kanun"da değişiklik yapan kanunlarda, devlet ormanlarının ve bu ormanlarla içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ve diğer ormanların devlet ormanları ile müşterek hudutlarının tayin ve tespitinin orman tahdit komisyonları tarafından yapılacağı hükme bağlanmıştır. (6831 sayılı Kanun m. 7, 3116 sayılı Kanun m. 5) 6831 sayılı Kanun"da 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile yine 5.11.2003 tarihli ve 4999 sayılı Kanun ile değişikler yapılmış, 4999 sayılı Kanun"un 3/1. maddesinde “Devlet Ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır" denilmek suretiyle orman kadastro komisyonunun yetkileri belirlenmiştir.
15. 6831 sayılı Kanun"un 8. maddesine göre; kadastro çalışmalarının yapılacağı yerler en az bir ay önce radyo ve diğer yayın araçları ile ilân olunur. Kanun"un 9. maddesine göre, ilan işleri tamamlanan belde, mahalle ve köylerde kadastrosu yapılacak ormanların sınırları komisyonlarca, arazi üzerinde belirlenerek tutanakla tevsik edilir, belirlenen sınır noktaları ölçülerek haritalama işlemleri yapılır. Bu tutanak; sınırlandırılan ormanların işletme şeklini, ihtiva ettikleri ağaç türlerini, mülkiyet ve diğer ayni hakları, sınırda bulunan taşınmaz malların cinsini, maliklerinin ve işgal edenlerin ad ve soyadını, gösterilen veya verilen belgelerin tarih, numara ve nitelikleri ile ilgililer tarafından yapılan itirazları kapsayacak şekilde düzenlenir.
16. Kanun"un 10. maddesine göre; sınırlaması ve bu Kanun"un 2. maddesine göre orman sınırları dışına çıkarma işlemleri bitirilen köy, belde veya mahallelere ait düzenlenen kadastro dosyaları Orman Genel Müdürlüğüne gönderilir. Orman Genel Müdürlüğünce bulunan şeklî ve hukukî noksanlıklar komisyonlarca düzeltildikten sonra, kadastro tutanak suretleri haritaları ile birlikte orman kadastro komisyonlarınca ilgili köy, belde veya mahallelerin uygun yerlerine asılmak suretiyle ilân edilir. Nihayet, Kanun"un 11. maddesi uyarınca orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir ve bu ilan ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Aynı maddenin 26.2.2014 tarihli ve 6527 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile değişik 4. fıkrası gereğince, kadastrosu yapılıp kesinleşen Devlete ait ormanlar orman vasfı ile, 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarılan yerler ise kaydında belirtme yapılarak hâlihazır vasfı ile; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle, en geç üç ay içinde hiçbir harç ve bedel alınmaksızın Hazine adına tapu kütüklerine kaydedilir.
17. 6831 sayılı Kanun"un 11. maddesinin ikinci fıkrasında, “ Hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılacak sınırlamaya itiraz davalarında hasım ...; 2 nci maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı açılacak itiraz davalarında ise hasım Hazine ve Orman Genel Müdürlüğüdür” denilmektedir. Bu maddedeki “hak sahipliği” kavramı yerleşmiş Yargıtay uygulaması ile tapulu taşınmazlarda tapu sahipliği, tapusuz yerlerde ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde öngörülen 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği bulunan gerçek ve tüzel kişiler olarak kabul edilmiştir. Başka bir ifade ile, bir taşınmaz üzerinde lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları gerçekleşmiş olan kişiler tarafından sınırlamaya itiraz davası açılabilecektir.
18. Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 24.01.2012 tarihinde ilan edilip kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. 1953 yılında 5602 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosunda çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer "Karataş Horozlar Çam Ormanı" olarak paftasına yazılmak suretiyle tapulama dışı bırakılmıştır.
19. Davacı tarafından 15.06.2006 tarihinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)"nın 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddeleri gereğince davaya konu taşınmazın adına tesciline ilişkin Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış, mahkemenin 27.11.2007 tarihli ve 2006/157 E., 2007/322 K. sayılı kararı ile; taşınmazın eğiminin %30-35 civarında olduğu, taşınmazda 60-80 yaşlarında kızılçam ağaçlarının bulunduğu ve üzerindeki meyve ağaçlarının 0-5 yaşlarında olduğu, taşınmazın eylemli orman vasfında olduğu, zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Özel Dairece, taşınmazın genel kadastro sırasında "Karataşlar Çam Ormanı" olarak tapulama dışı bırakıldığı, yörede 4785 sayılı Kanun hükümleri gözetilerek yapılan tahdit bulunmadığından henüz yasal zilyetlik süresinin başlamadığı, davacı yararına TMK"nın 713 ve Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi hükümlerine göre kazanma koşullarının gerçekleştiğinden söz edilmeyeceği gerekçesiyle karar onanmış ve 05.11.2008 tarihinde kesinleşmiştir.
20. Daha sonra yapılan aplikasyon çalışmasında 107 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından, dava konusu taşınmazın Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/157 E. - 2007/322 K. sayılı kararı ile taşınmazın eylemli orman olduğu, tarım toprağı özelliği göstermediği gerekçesiyle ... tarafından açılan tescil davasının reddine karar verildiği anlaşıldığından 4999 sayılı Kanun"un 3. maddesi gereğince orman sınırları içine alınmış, davacı tarafından ilan süresi içerisinde eldeki orman kadastrosuna itiraz davası açılmıştır.
21. Her ne kadar 1941 yılında yapılan orman tahdit çalışmalarında dava konusu taşınmaz orman sınırı dışında bırakılmış ise de, 1953 yılında yapılan genel kadastro sırasında "Karataş Horozlar Çam Ormanı" olarak paftasına yazılmak suretiyle tapulama dışı bırakılmış ve işlem kesinleşmiştir. Taşınmazın niteliğinin orman olduğu kesinleşen tapulama çalışmalarında belirlendiği gibi, davacı tarafından açılan tescil davasında da orman vasfında olduğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Tüm bu hususlar nazara alındığında taşınmaz orman niteliğini koruduğundan davacının zilyetliğine değer verilmesi mümkün değildir (Hukuk Genel Kurulunun 24.10.2001 tarihli ve 2001/8-964 E., 2001/751 K. sayılı kararı).
22. O hâlde, TMK"nın 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşulları yararına oluşmayan davacının bu suretle 6831 sayılı Kanun"un 11. maddesinde belirtilen “hak sahibi” olma koşuluna sahip olduğundan söz edilemeyeceğinden, hak sahibi olmayan davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gereklidir.
23. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle direnme kararının bozulması gerekir.
IV. SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
Davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.