Esas No: 2016/14784
Karar No: 2020/5293
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 4. Daire 2016/14784 Esas 2020/5293 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14784
Karar No : 2020/5293
TEMYİZ EDEN (DAVALI): ... Vergi Dairesi Başkanlığı(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI): ... Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen 2013/1 ila 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya fatura düzenleyen Kızılbey Vergi Dairesi mükellefi ... Elk. Ayd. Bilg. İnş. Med. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden düzenlediği faturaların sahte olduğu ortaya konulamadığından söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, sahte belge kullanımı yönünden incelenen davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile davacının uyuşmazlık konusu tarhiyata neden olan sahte faturaları alarak defterlerine kaydettiği ve faturalarda yer alan katma değer vergilerini indirim konusu yaptığı hususlarının somut tespitlerle ortaya konulduğu, gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifası olmaksızın katma değer vergisi indiriminden yararlanılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ: ...
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacı şirketin ihtilaflı dönemde fatura aldığı Kızılbey Vergi Dairesi mükellefi ... Grup Elektrik Aydınlatma Bilg. İnş. Med. San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda özetle; şirketin toptan ve perakende elektrik malzemeleri toptan ticareti işiyle iştigal etmek üzere 03/11/2010 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 2010 ila 2013 yılları hesaplarının sahte belge düzenleme ve kullanma yönünden incelemeye alındığı, 08/11/2010 tarihli işe başlama yoklamasında, bir işçi çalıştırdığı, işyerinin 30 m2 olduğu, elektrik malzemelerinin toptan ve perakende alım-satımıyla uğraştığı tespitlerinde bulunulduğu, şirketin kuruluş sermayesinin 100.000,00-TL olduğu, %99 hissesinin ... 'a, %1 hissesinin ise ...'a ait olduğu ve şirket müdürlüğüne 5 yıl süreyle ...'ın seçildiği, ...'ın hisselerini 17/08/2011 tarihinde ...'e devrettiği, şirket müdürlüğüne 10 yıl süreyle ...'ün atandığı, ...'ün ...'ı şirketi temsile yetkili kıldığı, 08/04/2011 tarihli yoklamada, işyerinin faal olduğu, mal mevcudu bulunduğu, bir işçi çalıştırdığı ve başka bir yerde faaliyet göstermediğinin belirlendiği, 01/03/2012 tarihli yoklamada da aynı yönde tespitlerde bulunulduğu, inceleme konusu dönemlere ilişkin beyannamelerini verdiği, muhtasar beyannamelerinde 1 ila 2 işçi çalıştırdığını beyan ettiği, 2010 yılında 42 belge karşılığı 10 firmaya yaptığı toplam 564.147,00-TL tutarlı satış içerisinde, ...'e 3 belge karşılığı yapılan 41.623,00-TL tutarlı satışın da bulunduğu, adı geçen kişi hakkında sahte belge düzenleyicisi olduğu yönünde teknik rapor bulunduğu, 2011 yılında toplam 12.118.191,00-TL satışta bulunduğu, bu satışların 377.792,00-TL'lik kısmının hakkında sahte belge düzenleyicisi olduğu yönünde teknik rapor bulunan firmalara yapıldığı, 2012 yılındaki 17.916.662,00-TL tutarındaki satışının 3.038.127,00-TL'lik kısmının sahte belge düzenleyicisi olduğu yönünde teknik rapor bulunan firmalara yapıldığı, şirketin 500.000,00-TL ve üzerinde alış yaptığı firmalar nezdinde karşıt inceleme yapılmak istenmesine rağmen defter ve belge isteme yazılarının firmaların adreslerinde bulunamaması sebebiyle tebliğ edilemediği, yüksek cirolara sahip bu firmaların kısa süre içerisinde adreslerini terk etmiş oldukları, adı geçen firmalara ödemelerin cari hesaba mahsuben ve nakit olarak yapıldığı, ödemelere ilişkin çek, senet yahut banka havalesi şeklinde tevsik edici bir belge ibraz edilemediği, şirketin defter kayıtlarında nakliye faturası ile akaryakıt gideri bulunmadığı, 31/01/2014 tarihi itibarıyla toplam 1.552,86-TL vergi borcu ödemesinde bulunduğu ve anılan tarih itibarıyla 128.866,37-TL borcu olduğu, şirket müdürü ...'ün incelenen firma dışında ortağı ve yöneticisi olduğu diğer üç firmanın mükellefiyetlerinin resen terkin edildiği ve özel esaslara tabi bulundukları, şirket ortağı ...'ın ortağı ve yöneticisi olmadığı bir şirketin temsilcisi olduğu ve bu şirket hakkında sahtecilik nedeniyle rapor tanzim edildiği, 19/10/2012 tarihinde işyeri adresinde yapılan tespitte, işyerinde ... ile ...'ın bulunduğu, ...'ın beyanına göre işyerinde 37.000-40.000-TL değerinde mal olduğu, şirket üzerine kayıtlı araç olmadığı, şirketin ...'a ait aracı nakliye işinde kullandığı, şirketin ... adına kayıtlı bir deposunun bulunduğu, yüksek tutarlı ve miktarlı mal siparişlerinde malın işletmeye gelmeden doğrudan alıcıya teslim edildiği, bir çeşit aracılık yapıldığı beyanında bulunulduğu, yalnızca telefonlara bakan sekreter olarak bir işçi çalıştırdığı, 2010 yılındaki alışlarının tamamını, 2011 yılında yarısına yakınını ve 2012 yılında ise bir kısmını sahte belge düzenleyicisi firmalardan, kalan tutarları ise sahte belge düzenleme ihtimali sebebiyle özel esaslara alınmış firmalardan yapmış olması nedenleriyle mükellef firmanın kuruluşundan itibaren gerçek bir faaliyetinin olmadığı ve sahte belge ticareti yapmak amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, fatura alınan ve yurt içinde satışı yapılan firmalar hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporlarının bulunması, beyan edilen hasılatı gerçekleştirecek kapasitesinin bulunmaması, nakliye ve yakıt giderlerinin ve banka hesap ve hareketlerinin bulunmaması hususları dikkate alındığında adı geçen mükellef tarafından davacı şirkete düzenlenen ihtilaf konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Mahkeme Kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, davacı tarafından verilen 04/11/2016 tarihli beyan dilekçesinde dava konusu dönemler ile ilgili matrah artırımda bulunulduğu ileri sürüldüğünden Mahkemece yeniden yapılacak incelemede davacının bu iddiasının da araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.