Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/1468 Esas 2010/1913 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1468
Karar No: 2010/1913
Karar Tarihi: 22.2.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/1468 Esas 2010/1913 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2010/1468 E.  ,  2010/1913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GEMLİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/04/2009
    NUMARASI : 2007/775-2009/224

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı olduğu 5 nolu bağımsız bölümün, kendisinin rızası olmaksızın eşi olan dava dışı diğer paydaş tarafından davalıya kiralandığını, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, taşınmazda kiracı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalının kira akdine dayalı olarak tasarruf ettiği, haksız işgalci sayılamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 27 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün, paylı mülkiyet şeklinde 1/2 payın davacı H.A., 1/2 payın ise dava dışı K. A. adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazı sözlü kira akdine ve dava dışı paydaş K. A.’ın imzası bulunan 15.08.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden kullandığı savunduğu, mahkemece de bu savunmaya itibar edilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, kira akdi, özel bir şekle bağlı olmayıp, kural olarak paydaşlardan biri de taşınmazı kiraya verebilir. Ancak, paydaşlardan birinin yaptığı kira sözleşmesinin diğer paydaşlar için bağlayıcı olabilmesi Borçlar Kanununun 38.maddesi gereğince akde icazet verilmesi ile mümkündür. Oysa, paylı mülkiyet üzere olan bir taşınmazda geçerli bir kira akdinin bulunduğunun kabulü için, Türk Medeni Kanununun 691. maddesi hükmü ve 6.5.1955 tarih 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; sözleşmenin pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Somut olayda, davacı H.A.’ın taşınmazı davalıya kiralamak yönünde bir iradesi bulunmadığı, gibi akde icazet de vermediği, ancak davalının muvafakata dayalı olarak taşınmazı kullanmaya başladığı, ibraz edilen 15.08.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde de, yalnız paydaşlardan dava dışı K. A.’ın imzasının bulunduğu davacının imzasının bulunmadığı, ayrıca davacının, davalıya 26.10.2007 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile de, kira ilişkisini kabul etmediğini ve muvafakatını geri aldığını bildirdiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davacının taşınmazı kiralama iradesi ve Yasanın öngördüğü unsurları içeren geçerli bir kira sözleşmesi bulunmadığı gözetilerek, elatmanın önlenmesine ve belirlenecek ecrimisile davacının payı oranında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.