Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3368 Esas 2017/8799 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3368
Karar No: 2017/8799
Karar Tarihi: 09.10.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3368 Esas 2017/8799 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/3368 E.  ,  2017/8799 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacılar ..., ..., ... ile davalı ... arasındaki tazminat davası hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03/04/2014 gün ve 2012/3-2014/46 esas-karar sayılı hükmün Dairenin 11/05/2016 gün ve 2014/23493-2016/5793 esas-karar sayılı kararı ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş olup, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    1-Dairemizce; davalı vekilinin temyizi süresinde olmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Oysa ki, uyap üzerinden yapılan incelemede temyiz dilekçesinin oluşturulma ve havale tarihi olarak 27.05.2014 tarihinin göründüğü, yine temyiz harcının PTT aracılığı ile 27.05.2014 tarihinde yatırıldığı, bu nedenle süresinde bir temyiz başvurusunun bulunduğu kabul edilmesi gerektiğinden, Dairemizin 11/05/2016 gün ve 2014/23493-2016/5793 esas-karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, temyiz talebinin incelenmesinde de:
    2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
    6098 sayılı TBK. md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 11/05/2016 gün ve 2014/23493-2016/5793 esas-karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, tashihi karar peşin harcın karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine 09/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.