23. Hukuk Dairesi 2018/1540 E. , 2020/2669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine, birleşen 2008/167 Esas sayılı davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen hükmün asli müdahil ve birleşen davada davacılar ... ve diğerleri ile birleşen davada davalı TOPKİ vekilince duruşmasız, ... ile davalı-karşı davacılar ... ve diğerli vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı kooperatif başkanı ... ve vekili Av. ... ile davalılar karşı davacılar birleşen davadada davalılar ... ve diğerlerinin vekili Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asıl ve birleşen davada davalı kooperatif başkanı ve taraf avukatlarının sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı kooperatif vekili, müvekkili ile davalılar arasında 29.03.1989 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini ve dairelerin teslim edildiğini, ancak kooperatifin bir dönem organsız kalmasından istifa eden davalıların, kooperatif aleyhine açtıkları tapu iptal ve tescil davasında, isim benzerliği olan başka bir kooperatifin davalara iştirakiyle, sözleşmenin feshine ve tapuların iptaline karar verildiğini, hali hazırda dairelerde kooperatif üyelerinin oturduğunu, bahsi geçen kararın müvekkili kooperatif temsil edilmeksizin verilmiş hukuka aykırı bir karar olduğunu ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı arsaların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili kooperatif adına tescilini, bu talebin kabul edilmemesi halinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taşınmazların dava tarihi itibariyle değerlerinin tespiti ile 10.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada asli müdahiller vekilleri, her bir müvekkilinin kullanımında olan daireye isabet eden arsa payının tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı arsa sahipleri vekili, davacı yüklenici kooperatifin edimlerini yerine getirmemesi üzerine açtıkları davada, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshine ve sözleşme gereği yükleniciye devredilen tapuların arsa sahibi müvekillerine iadesine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davacı kooperatifin bu nedenle tapu iptal tescil ve tazminat isteme hakkı bulunmadığını, tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edilse dahi kooperatiften haksız işgal nedeniyle ecrimisil alacakları bulunduğunu, bu alacaklarının takasını talep ettiklerini savunarak, asıl davanın reddini istemiş, açtığı karşı davasında ise davacı kooperatif tarafından taşınmazın haksız olarak işgal edildiğini ileri sürerek, müdahalenin men’ini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, davalı arsa sahipleri adına kayıtlı parseller üzerindeki konutların, müvekillerinden toplanan aidatlar ile yapıldığını, müvekillerinin kendilerine teslim edilen konutlarda 5 yıldan beri oturmakta olduklarını, kooperatifin genel kurullarını yapmamış olması nedeniyle organsız kalmasından istifa eden davalı arsa sahiplerinin, açtıkları tapu iptal tescil davasında, tapuların iptali ile kendileri adına tescilini sağladıklarını ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekilleri adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, kooperatif ile arsa sahipleri arasında 29.03.1989 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, 1999 yılında yaptırılan delil tespitinde inşaat seviyesinin %70 olarak tespit edildiği, o tarihte henüz kooperatif üyelerine daire teslimi yapılmadığı, arsa sahipleri tarafından, 24.09.2001 tarihinde, sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği ileri sürülerek, kooperatif aleyhine sözleşmenin feshi ve tapu iptal tescil istemli olarak açılan dava kabul edildiği ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, yargılamanın iadesi taleplerinin de rededildiği, bu hukuki süreç sonucunda, ev sahibi olma ümidiyle, tapuda malik olarak görünen yüklenici kooperatife üye olan kişilerin konutlarda işgalci konumuna düştükleri, kesin hüküm nedeniyle artık dava konusu tapuların kooperatife ya da üyelerine devrinin mümkün olmadığı, bu itibarla asıl davada davacı kooperatifin tapu iptal ve tescil istemlerinin yerinde görülmediği, kooperatif üyeleri, üyelikten kaynaklı hakka dayalı olarak konutlarda oturduklarından, arsa sahiplerinin üyelere yönelik açtığı müdahalenin
men’i ve ecrimisil istemli karşı karşı davalarının da yerinde olmadığı, işlemden kaldırıldıktan sonra 3 aylık sürede yenilenmeyen birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, uyuşmazlığın, ancak kooperatiften daire teslim alarak konutlarda fiilen oturan keşiler tarafından arsa sahiplerine aleyhine açılacak tapu iptal ve tescil davaları ile çözüme kavuşturulabileceği, asıl davada, davacı kooperatifin talebinden farklı olarak tapuların kendi adlarına tescilini talep eden asli müdahillerin taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, davacı-karşı davalı kooperatifin tapu iptal ve tescil olmassa tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı arsa sahiplerinin men’i müdahale, ecrimisil ve takas taleplerinin reddine, birleşen davanın açılmamış sayılmasına, asıl davada asli müdahale taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı kooperatif vekili, asıl davada davalı-karşı davada davacı arsa sahipleri vekili, asıl davada asli müdahiller-birleşen davada davacılar vekili ve birleşen davada davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada asli müdahiller-birleşen davada bir kısım davacılar vekili ile birleşen davada davalı TOKİ vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Asıl davada davacı kooperatif vekilinin, tapu iptal ve tescil isteminin reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı kooperatif ile davalı arsa sahipleri arasında 23.08.1989 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir. Arsa sahipleri tarafından, yüklenici kooperatifin sözleşmede kararlaştırılan sürede edimlerini yerine getirmediği ileri sürülerek, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ve tapuların iadesi istemiyle açılan davada, Eyüp 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 16.12.2005 tarih ve 2004/396 E., 2005/507 K. sayılı ilamıyla, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ve yüklenici kooperatif adına kayıtlı, dava konusu bağımsız bölümlerin davacı arsa sahipleri adına tesciline karar verilmiştir. Karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu dosya kapsamında 20.12.1999 tarihinde yapılan tespitte inşaat seviyesinin %70 olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar anılan bu davada yüklenici kooperatifin edimlerini yerine getirmediği, temerrüde düştüğü gerekçesiyle, sözleşmenin geriye etkili feshine hükmedilmiş ise de yargılama sırasında inşaatların durdurulması yönünde bir tedbir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundan ve rapora ekli fotoğraflardan inşaatların tamamlandığı, davacı kooperatif üyeleri ile birlikte davalı arsa sahiplerinin dairelerini teslim aldıkları, konutlarda ikamet edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yukarıda anılan davada verilen hükmün, işbu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle, yüklenici kooperatifin tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmiş ise de söz konusu dava süresince inşaatlar devam etmiştir. Yüklenici kooperatifin iddiasına göre inşaatları kendisi tamamlamış ve üyeleri dahil arsa sahiplerine dairelerini teslim etmiştir. Davalı arsa sahiplerince de bunun aksi yönde bir savunma dile getirilmemiştir. Diğer bir anlatımla, davalı arsa sahipleri parseller üzerindeki konutları kendi imkanlarıyla tamamladıkları, geriye etkili fesih davasıyla birlikte, yüklenici kooperatife işten el çektirdikleri yönünden bir savunma getirmemişlerdir. O halde, arsa sahiplerince daha önce .../...
açılan geriye etkili fesih ve tapu iptal tescil davasından sonra, yüklenici kooperatifin inşaatlara devam ederek, konutları arsa sahiplerine teslim etmiş olması olgusu, tarafların, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisinin devamı yönünde irade ortaya koyduklarını, sözleşmenin ifa ile sonuçlanmasını beklediklerini gösterir. Uyuşmazlığın ortaya çıkan bu yeni hukuksal durum nazara alınarak çözümlenmesi gerekir. Bu durumda, gerekirse mahallinde yeni bir keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, davacı yüklenici kooperatifin edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, işbu dava konusu taşınmazların tapularına kısmen ya da tamamen hak kazanıp kazanmadığı incelenip araştırılarak, asıl davada sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Bu husus gözetilmeksizin, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Kabul şekli itibariyle, arsa sahipleri ile herhangi bir sözleşme ilişkisi içerisinde bulunmayan, taleplerini üyesi bulundukları kooperatife ya da kendi akidlerine yöneltmeleri gereken, asli müdahillerin taleplerinin bu nedenle reddi gerekirken, hukuki nitelik taşımayan bir takım gerekçelerle reddi de hatalı olmuştur.
3)Bozma nedenine göre, asıl davada davacı kooperatif vekilinin diğer, asıl davada davalı-karşı davada davacı arsa sahipleri vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada asli müdahiller-birleşen davada bir kısım davacılar vekili ile birleşen davada davalı TOKİ vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacı kooperatif yararına BOZULMASINA, vekileri Yargıtay duruşmasında hazır bulunduğundan, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin; asıl davada davalı ... ve diğer arsa sahiplerinden tahsili ile asıl davada davacı kooperatife, birleşen davada davacılardan tahsili ile birleşen davada davalı ... ve diğer arsa sahiplerine ödenmesine, (3) asıl davada davacı kooperatif vekilinin diğer, asıl davada davalı-karşı davada davacı arsa sahipleri vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.