
Esas No: 2015/21480
Karar No: 2016/2065
Karar Tarihi: 16.02.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/21480 Esas 2016/2065 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasa"nın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
Davaya konu alacağın ödenmesine neden olan zaralandırıcı sigorta olayında, fabrikanın kazan dairesi kısmında bulunan çelik toz silosunun boşaltılması esnasında, toz patlaması sonucu, kazalı ... vefat etmiştir.
506 sayılı Yasa"nın 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının yada hak sahiplerinin alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya haksahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta; 506 sayılı Yasanın 26. maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden, ayrıntılı irdeleme içermesi halinde, güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir.
Ayrıca, Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmü uyarınca, hukuk hakimi, ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de, kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.
Ceza davasında kusurlu bulunarak mahkum olanlara, zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesinde az da olsa bir miktar kusur verilmesi zorunludur.
Bu nedenle, mahkemece, kesinleşen ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/38 esas, 2010/170 karar sayılı dosyasında, hükme esas alınan 22.10.2009 tarihli raporda, genel müdür ..."ın 2/8, işletme teknik müdürü ..."in 2/8, işletme planlama müdürü ve zımpara hattı sorumlusu ..."in 2/8, dış saha sorumlusu ..."in 1/8, kazaya uğrayan ölenler ... ve ... ile ..."in ise 1/8 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bu rapor doğrultusunda sanıkların cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın da kesinleştiği gözetilerek, bu dosyadaki kusurlu bulunan şahıslarla ilgili olarak, saptanan maddi olgular ile tazminat dosyasındaki deliller ve kusur raporu da gözetilerek, zararlandırıcı sigorta olayının gerçekleşmesinde kusurları bulunanların, kusur oranlarının, iş kazalarını önlemek üzere bulundurulması gerekli araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin neler olduğunu belirten ve kamu düzeni düşüncesi ile oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükümlerini gözetilerek , mevcut hükümlere göre alınacak tedbirlerin neler olduğunun tespiti ile mevzuat hükümlerince öngörülmemiş, fakat, alınması gerekli başkaca bir tedbir varsa, bunların dahi tespiti ile, bunların işverence tam olarak alınıp alınmadığı (=işverenin koruma tedbiri alma ödevi), alınmamışsa, zararın bundan doğup doğmadığı, olaya, işçinin tedbirlere uymamasının etkili bulunup bulunmadığı (=işçinin tedbirlere uyma yükümlülüğü) ve bu doğrultuda tarafların kusur oranlarının saptanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile tazminat dosyasındaki ve aynı kazada ölen ..."e ödenen sosyal sigorta yardımlarının tahsili için açılan rücuan tazminat davasında alınan kusur raporuna dayanılarak karar verilmesi isabetsizdir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.