20. Hukuk Dairesi 2017/7215 E. , 2020/2452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 162 ada 1 parsel sayılı 80.446,04 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliği ile tespit edilmiştir.
Davacı ..., tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Müdahiller ... ve arkadaşları, tapu kayıtlarına dayanarak ayrı ayrı davaya müdahil olarak katılmışlardır. Keşif sırasında, müdahillerin dava ettikleri taşınmazların bir kısmının 101 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığının belirlenmesi üzerine Orman Yönetimi davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece, davaların kabulüne karar verilmiş, hükmün Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece usûlden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/7579-11761 E.K. sayılı bozma kararında özetle; “Davacı ... tarafından, mera olarak tespit gören 162 ada 1 sayılı parsel hakkında kadastro tespitine itiraz davası açılmış; müdahil gerçek kişiler, 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan keşifte, dava konusu edilen taşınmazların bir bölümünün 101 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığının belirlenmesi üzerine, Orman Yönetimi davaya dahil edildikten sonra davacı ve müdahillerin davalarının kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü yerinde değildir. Şöyle ki; 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince davaya katılmak için usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması gerekir. Dava konusu olmayan ya da hakkında açılmış bir dava bulunmayan bir taşınmaz için davaya katılma söz konusu olamaz. Somut olayda; dava, askı süresi içinde 162 ada 1 sayılı mera parseli hakkında açılmış olup, 101 ada 1 sayılı orman parseline yönelik bir dava bulunmadığı gibi davacı ...’un talep ettiği taşınmaz da 162 ada 1 sayılı parsel içinde kalmaktadır. Bu nedenle, davanın konusu olmayan 101 ada 1 sayılı parsele ilişkin katılma talepleri usûlüne uygun olmadığından bu parsel içinde kalan bölümler yönünden katılma taleplerinin reddine karar verilmesi, keza meralara ilişkin davalarda meranın bulunduğu köy tüzel kişiliği yasal hasım olduğundan davaya dahil edilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile ... köyü hudutları içerisinde bulunan davalı 162 ada 1 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile;
08/09/2008 tarihli fen bilirkişisi ..."a ait bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen (A) = 936,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz parçasının davalı 162 ada 1 sayılı parselden ifraz edilmesi sonucunda (A) = 936,00 m2 yüzölçümünde taşınmazın çayır vasfı ile davacı ..."un murisi olan ..."un dosyada sunulu veraset ilâmında belirtilen paylar dikkate alınarak mirasçıları adına 162 ada son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline,
(A1) harfi ile gösterilen 4694,72 m2 yüzölçümündeki taşınmaz parçasının davalı 162 ada 1 sayılı parselden ifraz edilerek çayır vasfı ile muris ..."un veraset ilamında belirtilen paylar dikkate alınarak mirasçıları adına 162 ada son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline,
(B) harfi ile gösterilen 7181,0 m2 yüzölçümündeki taşınmaz parçasının davalı 162 ada 1 sayılı parselden ifraz edilmesi sonucunda, (B) = 7181,09 m2 yüzölçümünde taşınmazın çayır vasfı ile davacı ... adına 164 adaya son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline,
(C1) harfi ile gösterilen 1695,11 m2 yüzölçümündeki taşınmazın parçasının davalı 162 ada 1 parselden ifraz edilerek çayır vasfı ile murisler ...ın veraset ilamında belirtilen paylar dikkate alınarak mirasçıları adına 162 ada son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline,
(I2) harfi ile gösterilen 952,23 m2"lik kısmın ise davalı 162 ada 1 sayılı parselden ifraz edilerek, çayır niteliği ile muris Taştan Akın"ın veraset ilamında belirtilen paylar dikkate alınarak mirasçıları adına 164 adaya son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline,
(M1) harfi ile gösterilen 4726,88 m2 yüzölçümündeki taşınmaz parçasının davalı 162 ada 1 sayılı parselden ifraz edilerek Şakiroğullarından muris Mehmet Akın"ın veraset ilamında belirtilen paylar dikkate alınarak mirasçıları adına 162 ada son parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline,
Yukarıdaki maddeler uyarınca 08/09/2010 tarihli bilirkişi raporu ile 08/09/2008 tarihli bilirkişi raporları uyarınca raporda belirtilen ve gösterilen (A, A1, B, C1, I2 ve M1) harfleri ile gösterilen kısımların toplamının davalı 162 ada 1 sayılı parselden ifraz edilmesi sonucunda, ifraz sonucunda kalan yüzölçüm miktarları ile birlikte kadastro tespit tutanağında belirtilen malik ve vasıflar dahilinde 162 ada 1 sayılı parselin mera özel siciline kaydedilmesine,
101 ada 1 sayılı orman parseline ilişkin katılma taleplerinin reddine, bu parsel dava konusu olmadığından hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/09/2013 gün 2013/3783 – 8202 E.K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, hüküm 30/12/2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Ardanuç Tapu Müdürlüğü 27/06/2016 tarihli Artvin Kadastro Mahkemesine sunmuş olduğu yazısı ile Artvin Kadastro Müdürlüğünün yazısı ile tescil bildirimi düzenlenerek gönderildiğini ancak tescil bildiriminde (D) harfi ile gösterilen taşınmaz ile ilgili hüküm kurulmadığı belirtilerek mera vasfında kamu orta malı olarak mera özel siciline tescili ya da tavzih kararı alınarak tescil işleminin yapılması şeklinde görüş bildirildiğini ancak tapu kütüğüne müdürlükçe resen parsel numarası verilemeyeceği bu nedenle tavzih kararı ile tescil işlemlerinin yapılabileceğini bildirmiştir.
Mahkemece Ardanuç Tapu Müdürlüğünün yazısı tavzih talebi olarak değerlendirilerek tavzih talebinin kabulü ile; 08/03/2013 tarih ve 2012/62 E. - 2013/11 K. sayılı kararının hüküm fıkrasının 7. bendine ek olarak "162 ada 1 parsel sayılı taşınmazı (D) harfi ile gösterilen kısmının tescil bildiriminde yer alan 818,65 m2 yüzölçümü ile 162 adada son parsel numarası verilerek mera vasfıyla sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına" şeklinde tavzihine karar verilmiş, karar dahili davalı ... Yönetimi vekili tarafından Artvin Kadastro Mahkemesinin 02/03/2017 tarihli tavzih kararı kanuna usule ve oluşa aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşen mahkeme kararının tavzih yoluyla düzeltilmesine ilişkindir.
Mahkemece tavzih talebinin kabulüne karar verilmiş ise de karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki, hükmün tavzihini düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanununun 305. maddesine göre; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” şeklindeki kanuni düzenlemeye göre, hükmün tavzihinin istenebilmesi için verilen hükmün, yeterince açık olmaması, icra işlemleri sırasında uygulanması açısından tereddüt uyandırıyor olması ve hükmün içinde bir birine aykırı fıkralar bulunması ve hükmün icrasından önce istenmesi gerekmektedir.
Buna göre somut olay incelendiğinde hükmün tavzihinin ancak davanın taraflarınca istenebileceği, taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği kanuni düzenlemesi karşısında mahkemece davanın tarafı olmayan .... Tapu Müdürlüğünün dilekçesinin tavzih talebi olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararda hüküm kurulmayan kısımla ilgili tavzihle hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Hal böyle olunca, tavzih isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle kabulü şeklinde tavzih kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/07/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.