14. Hukuk Dairesi 2015/2000 E. , 2015/6494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2014/79-2014/168
Davacı tarafından 17.02.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, daha önce düzenlenen mirasçılık belgesinin iptali ile yeniden mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Karşıyaka 3. Sulh hukuk Mahkemesi"nin 14.06.2013 tarihli 2012/988 Esas, 2013/699 Karar sayılı ilamı ile muris R... E.."un çocuksuz olarak vefat etmesi nedeniyle terekenin tamamının 32 pay kabul edilerek kardeşinin çocukları ve torunlarına verildiğini, murisin eşi A.. E.."un tek mirasçı olduğunu, 01.12.1982 tarihinde evli ve çocuksuz olarak vefat eden muristen sonra eşi A.. E.."un 16.07.1985 tarihinde vefat ettiğini, muristen sonra ölen A.. E..un mirasçısının bulunmaması nedeniyle M.. H..nin mirasçı olması gerektiğini belirterek Karşıyaka 3. Sulh hukuk Mahkemesi"nin 14.06.2013 tarihli 2012/988 Esas, 2013/699 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile mirasçısız vefat eden A.. E.."un mirasçısının Devlet olduğuna dair veraset ilamı verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, yasal süre içinde davaya cevap vermemiş, duruşmaya katılmamışlardır.
Mahkemece, iptali istenen veraset ilamı kök muris R... E.."a ait olduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi varılan sonuç da davanın niteliğine uygun düşmemiştir.
743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin 517. maddesi hükmünde mirasın ölümle açılacağı, 439. maddesi hükmünde birinci derecede mirasçıların ölenin çocukları olduğu, çocukların eşit payla mirasçı oldukları, 444. maddesinin 04.11.1990 gün ve 3678 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki hükmünde ölenin ana, baba veya bunların füruu ile birlikte mirasçı olan karı veya kocanın mirasın dörtte birinin mülkiyeti ile beraber yarısının intifa hakkı alacağı, aynı kanunun 448. maddesinde mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirasının Hazine"ye intikal edeceği belirtilmiştir.
Dosya içeriğinde toplanan delillerden muris R.. E.."un yukarıda açıklanan hükümlerin yürürlükte olduğu 01.12.1982 tarihinde evli ve çocuksuz olarak öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi A.. E..ile kardeşi H.. E.."un kaldığı, eşi A.. E.."un da 06.07.1985 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve miras bırakanın eşi A.. E.."un ölümüyle sahip olduğu intifa hakkının sona ereceği dikkate alındığında mirasın 1/4 payının A.. E.. mirasçılarına, kalan 3/4 payın ise H.. E.. mirasçılarına verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki, davacı tarafça iptali istenen mirasçılık belgesinde bu husus gözden kaçırılarak kök murisin miras payının tamamı H.. E..Mirasçıları arasında paylaştırılmıştır. Yasal düzenlemeler gözardı edilerek hüküm verilemez. Hal böyle olunca, az yukarıda açıklanan hukuksal olgu ve intifa hakkının ölümle sona erdiği gözetilerek, muris R.. E."un ölümünde hayatta olan eşi A.. E.."a intikal edecek payın kendi altsoyuna, kalan payın ise kök murisin kardeşi H.. E.. mirasçılarına eşit olarak paylaştırılacağı, onların hayatta olmamaları halinde kendi altsoylarına miras paylarının gideceği kuşkusuzdur.
Davacı hazine vekili dava dilekçesinde, kök murisin eşi A.. E..un mirasçısı olduğunu belirterek dava açmıştır. Buna göre, davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mirasçısı olduğu belirtilerek mirasçılık belgesi verilmesi istenen A.. E.."un tüm mirasçılarının nüfus kayıtları ile adreslerinin araştırılması, bu bilgilerin elde edilebilmesi için gerekirse tapu kayıtları ve dayanak belgelerin, zabıta araştırması gibi bütün imkanların kullanılması gerektiği kuşkusuzdur.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.