23. Hukuk Dairesi 2011/3045 E. , 2012/2504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı temsilcisi..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı iken 11.06.2000 tarihli genel kurulda borçlarını ödemeyen ortakların çıkarılması kararı alındığını, herhangi bir aidat borcu olmayan davacının haberi dahi olmadan ihracına karar verildiğini ileri sürerek, haksız olarak verilen ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihraç kararının yasa ve anasözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın üç aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, davacının ihracına dair 10.06.1999 tarihli yönetim kurulu kararının 24.06.1999 tarihinde davacı tarafından bildirilen adrese tebliğ edildiği, tebligat yapılan adresin değiştiği konusunda davacı tarafından davalı kooperatife bir bildirimde bulunulmadığı, kooperatif tarafından yapılan tebligatların yasaya uygun olduğu ancak, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından verilen ihraç kararından sonra 11.06.2000 tarihli genel kurulda, gündemin 8.maddesinde “Borçlarını zamanında ödemediği için ihraç işlemi tamamlanan ...,….borçlarını bu günden itibaren 12.08.2000 tarihine kadar gecikme faizleri ile birlikte ödemeleri halinde ihraç işlemlerinin durdurulmasına, gecikme faizleri ile birlikte ödemedikleri takdirde 12.08.2000 tarihinde üyeliklerinin otomatikman düşürülmesine” karar verildiğini, genel kurulca verilen sürenin bir “atifet mehli” olup, borcun verilen sürede ödenmemesi halinde önceki tarihli yönetim kurulu kararının geçerliliğini koruyacağından, mahkemece, ihraç kararının iptali isteminin ortak olduğunun tespiti istemini de içeriyor olması nedeniyle, 11.06.2000 tarihli genel kurul kararı gereği yönetim kurulu tarafından davacıya tebligat yapılıp yapılmadığı, tebligat yapılmış ise, verilen sürede tüm borcun ödenip ödenmediğinin öncelikle araştırılması; tebliğe rağmen borcun ödenmemesi halinde ihraç kararının kesinleşeceği, aksi takdirde davacının ortaklığının halen devam ettiğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesinin doğru olmadığı
gerekçesiyle bozulmuş, mahalli mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ihtarnamelerin ve ihraç kararının usülüne uygun olarak tebliğ edildiği, 3 aylık süre içinde dava açılmadığı ve 11.06.2000 tarihli genel kurulda davacının hazır olmadığı, ancak babasının katıldığı, hazirun cetvelini imzalamaktan kaçındığı, bu nedenle kararın davacıya ayrıca tebliğine gerek olmadığı, atıfet mehli içinde de borcun ödenmediği, o nedenle ihraç kararının kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı,davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı hakkında verilen ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Dosya içerisinde bulunan davacının babasına verdiği vekaletnamenin kapsamı değerlendirilerek genel kurulca verilen atıfet mehlinin tebliğ edilmiş sayılıp sayılmayacağı hususu üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan ihraç kararının kesinleşmesinden sonra davacı tarafından kooperatife ödemeler yapıldığı ileri sürüldüğüne göre, bu savunmanın da araştırılarak davacının kooperatif ortaklığına zımnen kabulünün gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın reddi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine,kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.