Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/14872
Karar No: 2007/21204
Karar Tarihi: 26.11.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/14872 Esas 2007/21204 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/14872 E.  ,  2007/21204 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Rize 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 12/04/2007
    NUMARASI : 2007/64-2007/237
          
    Davacı,  tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının tarımsal faaliyeti nedeni ile yasal koşulların oluştuğu dönemde 2926 sayılı yasa kapsamında tarım  Bağ-kur sigortalı olduğunun tesbiti  istemine ilişkindir.
    Mahkemece, istemin reddine  karar verilmiştir..
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 Sayılı yasa’nın 6 /b maddesi hükmüne göre; Diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıkları sona ereceği öngörülmektedir. Bu nedenle Tarım Bağ-Kur Sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı yasanın 36 ve 10 maddesindeki şartların varlığı halinde 506 sayılı yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulünün gerekeceği; 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36 maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 01.01.1987 tarihinden itibaren 2926 Sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalı olarak tescilinin yapıldığı,  daha sonra  davacının 12.11.1986-31.08.1987 tarihleri arasında 1479 Sayılı yasa kapsamında esnaf Bağ-Kur sigortalı olarak tescilinin bulunması nedeni ile  01.01.1987 tarihinden itibaren tarım Bağ-kur sigortalılığının sona erdirildiği,  01.06.1989 tarihinde yeniden tarım Bağ-Kur sigortalı olarak tescil edilerek 01.07.1989 tarihinde sona erdirildiği, 2926 sayılı yasa kapsamında tarım Bağ-kur sigortalı olarak 22.05.1989, 25.12.1989, 13.07.1990, 21.12.1990 ve 29.08.1991 tarihlerinde prim ödemesinin bulunduğu, Esnaf Bağ-Kur sigortalı olarak  ise  13.02.1990, 21.03.1990,  02.05.1990, 16.05.1990 ve 25.06.1990 tarihlerinde prim ödemesinin bulunduğu,  davacının uyuşmazlık konusu dönemde  22.06.1992 tarihinden itibaren 2006 yılına kadar her yıl düzenli olarak kısa süreli çakışan SSK lı çalışmalarının bulunduğu, 01.10.2002-30.04.2003 tarihleri arasında 210 gün, 01.11.2005-19.05.2006 tarihleri arasında ise 199 gün isteğe bağlı SSK lı olarak prim ödemesinin bulunduğu  ve 01.01.2001 tarihinden itibaren Ziraat Odası üyeliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan dava dilekçesinde davacının tarım Bağ-kur sigortalı olduğunun tespitine istediği süreler açıkça belirtilmediği görülmektedir. 
    Davacı, davalı Kurumca tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 01.06.1989 tarihinde tescil edilmiş olmakla ve bu tarihten sonraki  22.06.2002 tarihinden itibaren 2006 yılına kadar geçen SSK."na tabi çalışmaları kısa süreli  çalışma olup, bu nedenle davacının çakışan kısa süreli SSK lı çalışmaları dışında kalan sürede tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun  kabulü gerekir.
    Mahkemece yapılacak iş; davacıdan tarım Bağ-kur sigortalı olarak hangi tarihler arasında geçen süreleri istediğini açıklattırmak ve kısa süreli zorunlu SSK lı çalışmaları dışlanarak kabul kararı vermekten ibarettir.
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,  26.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi