Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/757
Karar No: 2018/187

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/757 Esas 2018/187 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2016/757 E.  ,  2018/187 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü : 12.06.2014
    Sayısı : 56-231

    Kasten öldürme suçundan sanık ..."in, TCK’nun 81/1, 62/1, 53/1, 54/1 ve 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.06.2014 gün ve 56-231 sayılı resen temyize tabi hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 07.12.2015 gün, 4572-6010 sayı ve oyçokluğuyla TCK"nun 53. maddesinin uygulanması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiş,
    Daire üyeleri D. Kahveci ve C. Topaktaş ise; "Sanıkla maktulün yakın arkadaş oldukları, aralarında herhangi bir husumet bulunmadığı, olay günü sanığın tüfekle oynarken tüfeğin ateş alması sonucu ölüm neticesinin meydana geldiği anlaşılmaktadır.
    Kast bilerek ve istenerek bir neticenin gerçekleştirilmesidir. Olası kast ise öngörülen ancak istenmeyen bir netice olmasına rağmen fiilin işlenmesidir. Olası kastın varlığını kabul edebilmemiz için istenmeyen neticeye kayıtsız kalınmalı, eylemin sonucuna katlanılmalıdır. Olayımızda sanığın, maktule karşı bilerek ve isteyerek hareket yaptığı sabit değildir. Eylemi, sanığın savunması gibi kabul ettiğimizde, sanık tarafından istenmeyen bir neticenin meydana geldiği, sanığın kayıtsız kalarak fiili işlediği anlaşılmaktadır.
    Bu nedenlerle eylem olası kastla öldürme suçunu oluşturduğundan, sayın çoğunluğun eylemin doğrudan kastla işlendiğine dair görüşüne katılmıyoruz" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.03.2016 gün ve 290956 sayı ile;
    "...Yargıtay 1. Ceza Dairesinin bahse konu kararında karşı oy kullanan üyelerin karşı oy gerekçelerinde de belirttikleri üzere, sanıkla maktulün yakın arkadaş oldukları, aralarında herhangi bir husumet bulunmadığı, olay günü sanığın tüfekle oynarken, tüfeğin ateş alması sonucu ölüm neticesinin meydana geldiği anlaşılmaktadır.
    Kast bilerek ve istenerek bir neticenin gerçekleştirilmesidir. Olası kast ise öngörülen ancak istenmeyen bir netice olmasına rağmen fiilin işlenmesidir. Olası kastın varlığını kabul edebilmemiz için istenmeyen neticeye kayıtsız kalınmalı, eylemin sonucuna katlanılmalıdır. Olayımızda sanığın, maktule karşı bilerek ve isteyerek hareket yaptığı sabit değildir. Eylemi, sanığın savunması gibi kabul ettiğimizde, sanık tarafından istenmeyen bir neticenin meydana geldiği, sanığın kayıtsız kalarak fiili işlediği anlaşılmaktadır.
    Bu nedenlerle eylem olası kastla öldürme suçunu oluşturduğundan 5237 sayılı TCK"nun olası kastı düzenleyen 21/2. maddesinin uygulanması gerektiği" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.04.2016 gün, 2181-1723 sayı ve oyçokluğuyla, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın öldürme suçunu kasten mi yoksa olası kastla mı işlediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    13.12.2013 tarihli olay yeri inceleme raporunda; 12.12.2013 günü saat 19.45 sıralarında Güllük Mahallesi, .... Sokak"ta bulunan...numaralı dairede av tüfeği ile öldürme olayı olduğunun öğrenilmesi üzerine yapılan incelemelerde, olayının apart daireler bulunan 5 katlı binanın 4. katındaki 12 numaralı dairede meydana geldiğinin, açık vaziyette bulunan çelik kapı üzerinde herhangi bir zorlama izi olmadığının, giriş kapısının arkasında antrede yerde sırtüstü yatar vaziyette, ayakları mutfak tarafına bakan bir erkek şahsın eks hâlde olduğunun, şahsın kafa üst kısmının tamamen parçalanmış ve beyin ile kafatası kemiklerinin antre ortasına, tavan ve duvarlara sıçramış ve yapışmış vaziyette olduğunun, daire giriş kapısının kilit dilleri hizasında doku ve beyin parçaları görüldüğünden, dairenin giriş kapısının hafif açık konumda iken olayın meydana gelmiş olabileceği kanaatine varıldığının, eks olan şahsın ayaklarına 118 cm mesafedeki mutfak tarafına doğru, yerde 1 adet seri numarası kazınmış vaziyette UZAY-SAMURAY-505 marka, 12’lik otomatik av tüfeği bulunduğunun, av tüfeğinin atım yatağı içerisinde dip tablasında 1 adet fişek ve haznesi içerisinde dip tablasında 4 adet fişek olduğunun, av tüfeğinin yanında 1 adet kurşun parçası ve 1 adet mavi renkli av tüfeği kartuş tapası olduğunun, 2 odadan oluşan apart daire içerisindeki oturma odasının giriş kapısı önünde, yerde 1 adet boş kartuş, oda içerisinde ise bardak, pet şişeler ve esrar olduğu değerlendirilen yeşil renkli ot parçaları ile sigara izmaritleri bulunduğunun, yatak odasındaki yatağın ayakucuna yakın yerde 1 adet av tüfeği fişeği olduğunun belirtildiği,
    13.12.2013 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; saçlı derinin tamamen dağıldığı, ceset torbası içerisinde kafatasına ait kemik parçaları olduğu ve bu kemik parçalarına bulaşmış beyin dokusu gözlendiği, bu bulgular haricinde herhangi bir mücadele veya müdafaa sonucu oluşmuş cebir veya şiddet izine rastlanılmadığı, atışın yakın atış mesafesinden yapılmış olduğu ve muhtemelen bir kez ateş edildiği kanaatine varıldığı, bu atışın müstakilen öldürücü nitelikte olduğu, ölümün av tüfeği ile ateşlenen iri saçma tanesinin isabetiyle oluşan beyin dokusu harabiyeti ve beyin kanaması sonucu gerçekleştiği bilgilerine yer verildiği,
    12.12.2013 tarihli fotoğraf teşhis tutanaklarında; tanıklar ...,..., .... ve ....’ın kendilerine gösterilen fotoğraflardan sanık ...."i teşhis ettiklerinin bildirildiği,
    27.12.2013 tarihli yakalama tutanağında; 26.12.2013 günü saat 21.50 sıralarında sanık ...."in ikamet ettiği evinde yakalandığının belirtildiği,
    26.12.2013 tarihli adli muayene raporunda; sanıkta darp veya cebir izine rastlanılmadığının ifade edildiği,
    Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 07.01.2014 tarihli uzmanlık raporunda; suçta kullanılan otomatik av tüfeğinin tetik ve kurma kolundan alınan svap örneklerinin genetik analize cevap vermediğinin, 28.01.2014 tarihli uzmanlık raporunda; maktulden alınan sol el üstü svabında atış artıkları tespit edildiğinin, sağ ve sol el içi svapları ile sağ el üstü svabında atış artıklarına rastlanılmadığının, 19.02.2014 tarihli uzmanlık raporunda ise; olay yerinde ele geçirilen 1 adet av fişeği kovanının, suçta kullanılan av tüfeğinden atıldığının bildirildiği,
    Kriminal Daire Başkanlığının 07.02.2014 tarihli uzmanlık raporunda; incelemeye gönderilen av tüfeği, 6 adet av tüfeği fişeği ve 1 adet kartuş üzerinde herhangi bir iz tespit edilemediğinin belirtildiği,
    Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığının 15.04.2014 tarihli raporunda; maktulden alınan kanda alkol (etanol ve metanol) bulunmadığı, kanda, idrarda ve safrada amfetamin grubuna ait etken maddeler ile esrar etken maddesi ve OPİAT grubuna ait etken madde bulunduğu bilgilerine yer verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılanlar ... ve ... aşamalarda; oğulları olan maktul ... ile sanık ...’in olaydan yaklaşık iki hafta önce tanıştıklarını ve arkadaş olduklarını, olaydan önce yaklaşık bir hafta kadar maktul ile sanığın .... ilinde yanlarında kaldıklarını, bu süre zarfında aralarında herhangi bir tartışma yaşandığını görmediklerini, sanığın Eskişehir’e giderken ısrarı üzerine maktulün de sanıkla birlikte gittiğini, olaydan yarım saat önce maktul ile yaptıkları telefon görüşmesinde maktulün, bavulunu hazırladığını ve .... iline geleceğini söylediğini, maktulün kız arkadaşı olan tanık ...ile görüştüklerinde, maktulün telefonla son konuşmasında zor durumda olduğundan bahsettiğini öğrendiklerini, sanıktan şikâyetçi olduklarını,
    Tanıklar Şeyhmuz Kalkan, ... ve .... aşamalarda; olayı görmediklerini ancak sanık ...’i yakalanmadan önce gördüklerinde olayın nasıl olduğunu sorduklarını, sanığın, olayın kaza sonucu olduğunu, maktulle evden çıkacakları sırada pompalı bir tüfek bulduklarını, ilk önce tüfeği maktulün eline aldığını ve kendisine doğrulttuğunu, maktule “Yapma, şeytan doldurur” dediğini, maktulden tüfeği aldığını, doldur boşalt yapıp tüfekle oynarken yanlışlıkla tetiğe bastığını ve tam karşısında bulunan maktulün yaralanıp yere düştüğünü, korktuğu için kaçtığını söylediğini,
    Tanık ... aşamalarda; olayın meydana geldiği apartmanın 4 numaralı dairesinde oturduğunu, olay günü saat 16.00 sıralarında üst katlardan gürültüler geldiğini, bir kavga ortamı olduğunu hissettiğini, kapı çarpma sesine benzer bir ses duyduğunu, akabinde merdivenlerden aşağı inen birisinin sesini duyduğunu,
    Tanıklar ... ve ... aşamalarda; 9 numaralı dairede oturduklarını, olay günü akşam ezanına yakın bir saatte üst kattaki daireden iki erkeğin tartışma ve bağrışma seslerinin geldiğini, bir süre sonra tabanca veya tüfek sesine benzer bir ses duyduklarını, aynı anda “küt” diye düşme sesi geldiğini, akabinde merdivenlerden aşağıya inen birisinin sesini duyduklarını,
    Tanık ... aşamalarda; 2 numaralı dairede oturduğunu, olay günü saat 17.00’a doğru üst katlardan bir masa veya dolap düşmesi gibi ses geldiğini, temizlik yapılıyor zannettiğini, silah sesi duymadığını,
    Tanık ... aşamalarda; sanıkla arkadaş olduklarını, olaydan önceki gece sanık ve maktul ile birlikte tanık ....’e ait evde kalıp esrar içtiklerini, ertesi gün sabah işe gittiğini, olayı görmediğini, sanık ile maktulün çok iyi arkadaş olduklarını, aralarında sorun olmadığını,
    Tanık ...Fırat aşamalarda; maktulle yaklaşık üç aydır arkadaş olduklarını, sanıkla maktulün yaklaşık iki aydan beri samimi arkadaş olduklarını, sanığın hırsızlık olaylarına karıştığı için sürekli yer değiştirip günlük kiraladığı evlerde kaldığını, sanıkla maktulün olay tarihinden iki gün önce Ankara ilinden döndüklerini, olay günü maktulle buluşmak için randevulaştıklarını, saat 14.30 sıralarında maktule mesaj atarak buluşmayı hatırlattığını, maktulün buluşma yerine gelmemesi üzerine maktulü aradığını, maktulün telefonda kendisine “Anahtarı arıyoruz, çıkıyoruz hemen. Ne olur telefonu kapat” dediğini, maktulün yine buluşma yerine gelmemesi üzerine tekrar aradığında maktule ulaşamadığını, olaydan önceki son görüşmesinde maktulün sesinin tereddütlü geldiğini, bir şey olmuş gibi hissettiğini ancak ne olduğunu anlayamadığını,
    Tanık... kollukta; tanık ....’le arkadaş olduklarını, çalışmakta olduğu kafeye sürekli gelmelerinden dolayı sanık ile maktulü tanıdığını, olay tarihinden önceki salı günü akşam saatlerinde sanıkla maktulün kafede alacak verecek meselesi nedeniyle tartıştıklarını, sanığın, maktule devamlı hakaret ettiğini ve maktulün üzerine yürüdüğünü, maktulün ise alttan aldığını, bir süre sonra da yine sanığın, maktule bir şey nedeniyle tepki gösterdiğini ancak sebebini bilmediğini,
    Tanık ... kollukta; olayın meydana geldiği evde yaklaşık dört aydır kalmakta olduğunu, olay gününden önceki gece maktulün kendisini aradığını, kalacak yerleri olmadığını söyleyerek kendilerini misafir edip edemeyeceğini sorduğunu, maktule, evinde kalabileceklerini söylediğini, maktul ile sanığın eve geldiklerinde ellerinde tıka basa dolu 3-4 adet büyük poşet olduğunu, ayrıca maktul ile sanığın birlikte taşıdıkları ve kollarının altında sıkışmış çamaşır gibi duran siyah kazak ile örtüye sarılı tahminen bir metre uzunluktaki bir cismin dikkatini çektiğini, sanık, maktul ve arkadaşlarının eve gelmeleri nedeniyle kendisinin de başka bir arkadaşının evine gittiğini, ertesi gün maktulü arayarak daha önceden emanet olarak vermiş olduğu arabayı getirmesini istediğini, saat 15.10 sıralarında maktulü tekrar aradığında, maktulün kendisine hemen geleceklerini söylediğini, ancak daha sonra ne maktule ne de sanığa ulaşabildiğini, merak etmesi üzerine saat 17.00 sıralarında evine gidip kilitli olan daire kapısını yedek anahtarla açtığında maktulü kafası parçalanmış hâlde yerde yatar vaziyette gördüğünü, hemen kapıyı kapatıp oradan uzaklaşarak telefon ile 155 polis hattını aradığını,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık aşamalarda; maktul ile iki yıldır arkadaş olduklarını, maktul ile kardeş gibi olduklarını, aralarında hiçbir husumet bulunmadığını, olaydan önceki gece tanık ....’e ait evde kaldıklarını, yine tanık ....’den kiraladıkları arabanın da kendilerinde olduğunu, geceyi arkadaşları ...ve ....ile birlikte tanık ....’in evinde geçirdiklerini, ertesi gün ....ile Büşra’nın evden gittiklerini, öğleden sonra saat 15.00 sıralarında maktulün kendisini uyandırdığını ve tanık ....’in aracını istediğini söylediğini, arabanın anahtarını bulamadıklarını, anahtar ararken bazanın altında pompalı bir tüfek bulduklarını, tüfeğin kendilerine ait olmadığını, önce maktulün tüfeği eline aldığını, doldur boşalt yaptığını, içinden bir tane fişek çıktığını, maktulün tekrar doldur boşalt yaptıktan sonra fişek çıkmadığını, maktulün, dolu olmadığı düşüncesiyle tüfeği şaka amaçlı kendisine doğrulttuğunu, hatta maktule “Yapma, şeytan doldurur” dediğini, sonra tüfeği maktulden isteyerek eline aldığını, bir iki kez doldur boşalt yapmasına rağmen içinden fişek çıkmadığını, tüfeğin yanında bir düğme olduğunu, tüfekle oynamaya başladığını, bu sırada kız arkadaşının geldiğini düşünen maktulün daire içindeki diyafondan apartman dışından duyulması için “Aşkım” diye bağırması üzerine irkilerek tetiğe bastığını, tüfeğin birden ateş aldığını ve tüfekten çıkan fişeğin o esnada tam karşısında bulunan maktulün kafasına isabet ettiğini, korktuğu için kaçtığını, tüfeği de olay yerinde bıraktığını, olayın kaza sonucu meydana geldiğini, pişman olduğunu, polislere teslim olmaya giderken yakalandığını,
    Savunmuştur.
    Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için; kast ve olası kast kavramları üzerinde durulması gerekmektedir.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Kast" başlıklı 21. maddesi;
    "1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
    2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır" şeklinde düzenlenerek, birinci fıkranın ikinci cümlesinde doğrudan kast tanımlanmış, ikinci fıkrasında; öğreti ve uygulamada "dolaylı kast, belirli olmayan kast, gayrimuayyen kast, olursa olsun kastı" olarak da adlandırılan "olası kast" tanımına yer verilmiştir.
    Buna göre, doğrudan kast; öngörülen ve suç teşkil eden fiili gerçekleştirmeye yönelik irade olup, kanunda suç olarak tanımlanmış eylemin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ile oluşur. Fail, hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi hâlinde doğrudan kastla hareket etmiş olacak, buna karşın işlediği fiilin muhtemel bazı neticeleri meydana getirebileceğini öngörmesine ve bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen muhtemel neticeyi kabullenerek fiili işlemesi hâlinde olası kast söz konusu olacaktır.
    Olası kast ile doğrudan kast arasındaki farkı ortaya koyan en belirgin unsur, doğrudan kasttaki bilme unsurudur. Fail, hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kastla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bir kısım neticeleri de doğurması muhakkak ise, failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir.
    Olası kastı doğrudan kasttan ayıran diğer ölçüt; suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp, muhtemel olmasıdır. Fail, böyle bir durumda muhakkak değil ama, büyük bir ihtimalle gerçekleşecek olan neticenin meydana gelmesini kabullenmekte ve "olursa olsun" düşüncesi ile göze almakta; neticenin gerçekleşmemesi için herhangi bir çaba göstermemektedir. Olası kastta fiilin kanunda tanımlanan bir sonucun gerçekleşmesine neden olacağı muhtemel görülmesine karşın, bu neticenin meydana gelmesi fail tarafından kabul edilmektedir.
    Kast ve olası kast arasındaki ilişkiyi kısaca özetlemek gerekirse; gerçekleşmesi muhakkak görünen neticenin failce bilinmesi ve istenmesi hâlinde doğrudan kast, öngörülen muhtemel neticenin meydana gelmesine kayıtsız kalınması durumunda olası kast söz konusu olacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanık .... ile maktul ..."in, arkadaşları ....ve sanığın kız arkadaşı ...ile birlikte tanık ...."e ait evde kalıp uyuşturucu madde kullandıkları ve geceyi bu evde geçirdikleri, ertesi gün öğleden önce ...ile Recep"in evden ayrıldıkları, sanık ile maktulün evde baş başa kaldıkları, saat 16.00 sıralarında maktulün, kız arkadaşı olan tanık ...ile buluşmak üzere evden çıkacağı esnada, sanığın av tüfeği ile ateş ederek maktulü öldürdüğü, daha sonra evden kaçıp on dört gün sonra polislerce yakalandığı olayda; tanık Arzu"nun olaydan iki gün önce sanık ile maktulün alacak verecek meselesi yüzünden tartıştıklarını beyan etmesi, sanığın, suça konu av tüfeğini araba anahtarı ararken bazanın altında bulduklarını ileri sürmesine rağmen tanık ...."in, maktul ile sanığın evine geldiklerinde kollarının altında siyah bir beze sarılı 1 metre uzunluğunda bir cisim gördüğünü ifade etmesi, olayın meydana geldiği dairenin alt katında oturan tanıklar.... ile ...."ın, üst katta iki erkek şahsın tartıştığını ve hemen arkasından patlama sesi duyduklarını beyan etmeleri, maktulün kız arkadaşı olan tanık...."un, olaydan hemen önce maktulle konuştuklarında maktulün sesinin tereddütlü geldiğini ifade etmesi, sanığın, hem kendisinin hem de maktulün tüfekle doldur boşalt yaptıklarını iddia etmesine rağmen tüfeğin atım yatağında 1 adet, haznesinde ise 4 adet fişek bulunması, yine av tüfeği üzerinde yapılan incelemede parmak izi veya genetik bir bulguya rastlanılmamış olması, olay anında kapının hafif aralık olduğu gözetildiğinde maktulün evden çıkacağı esnada ateş edildiğinin anlaşılması ve ateş edildiği anda sanık ile maktul arasındaki mesafenin çok az olması karşısında; sanığın, tüfeğin kaza ile ateş alması sonucu maktulün hayatını kaybettiği yönündeki savunması dosya içerisindeki bilimsel raporlar ve tanık anlatımlarıyla doğrulanmadığından ve gerçeği yansıtmadığından, belirlenemeyen bir sebeple çıkan tartışmada maktulün kafa bölgesini hedef alarak ateş eden sanığın, öldürme suçunu kasten işlediği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Özel Dairenin düzeltilerek onama kararı isabetli olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi