Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4355
Karar No: 2016/13589
Karar Tarihi: 21.12.2016

2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/4355 Esas 2016/13589 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2015/4355 E.  ,  2016/13589 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında; 5271 sayılı CMK"nın 223/1-e maddesi uyarınca Beraat
2- Sanık ... hakkında; 5271 sayılı CMK"nın 223/1-a maddesi uyarınca Beraat

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık ..."ın beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sübut bulmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, hukuki sebeplerin değerlendirilmesinde ve uygulanmasında hata yapıldığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanık ..."ın beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Sanık ..."ın beraatine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları veya kullandıkları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Dolayısıyla, sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;


Diğer yandan, taşınmaz bir varlığın korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olarak tescil edilmesinin ya da bir bölgenin, doğal, tarihi ve kültürel özellikleri nedeniyle sit alanı olarak belirlenmesinin, taşınmazın veya bölgenin özel bir statüye tabi tutulması gerektiği ve taşınmaz üzerinde ya da bölge içerisinde keyfi uygulamalarda bulunulamayacağı anlamına geldiği, bu bakımdan kural olarak, 6498 sayılı Kanun değişikliği sonrası tebliğ - yayım - internette duyuru; anılan değişiklik öncesi ise şerh - ilan yöntemleri ile taşınmazın ya da bölgenin tescilinden ilgililerin haberdar olmalarının sağlanacağı;
Bununla birlikte, Türk Medeni Kanunu"nda yer alan “iyi niyet” kuralının genel bir hukuk ilkesi olarak kabul edilip, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suç tiplerine yönelik sübut değerlendirmesinde de dikkate alınmasının zorunlu olduğu, başka bir deyişle, 6498 sayılı Kanun değişikliği öncesinde yapılan tescil işlemleri yönünden, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde şerh bulunmayıp, tescil kararı mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmemiş olsa dahi, failin, taşınmazın ya da bölgenin tescilinden haberdar olduğuna dair beyanının göz ardı edilemeyeceği, zira, maliki olduğu veya kullandığı taşınmazın korunması gerekli nitelik taşıdığını ya da sit özelliğiyle bölgesel bazda koruma altına alınan bir alanda bulunduğunu bilen kişinin, taşınmaz üzerinde dilediği zaman dilediği şekil ve kapsamda uygulama yapamayacağını, taşınmazın ya da bölgenin özel statüsünün mümkün kıldığı ölçüde, kamu kurumlarınca yürütülecek izin prosedürü çerçevesinde inşai ve fiziki müdahalelerde bulunabileceğini de bilmesi gerektiği, yapı ya da bölge bazında tescil kararından haberdar olduğu halde, ilgili kurumlara başvurarak, gerçekleştirmeyi düşündüğü inşai uygulamaya yönelik izin almayıp keyfi hareket eden kişinin iyi niyetinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla, taşınmazın ya da bölgenin niteliğini bilerek izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunan ya da başlangıçta bilmeyip, kamu görevlilerince düzenlenen zabıt ve tutanaklar ile durumu öğrendiği halde müdahalesine devam eden failin, hukuki koruma altına alınamayacağı;
Ayrıca, hukuka aykırı zeminde gerçekleştirilen fiiller bakımından da failin iyi niyetinden bahsetmenin mümkün bulunmadığı, başka bir deyişle, Dairemizce incelenen dosyalarda sıkça karşılaşıldığı gibi, hazineye ait veya devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmazlar üzerinde inşai ve fiziki müdahale yapılması durumunda, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmemesinin sonuca etkili olmayacağı, zira bu halde failin, maliki olmadığı veya hukuka uygun şekilde yararlanma hakkını elde etmediği taşınmaza müdahalede bulunduğunu ve fiilinin hukuki korumadan yoksun olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği, hukuka aykırı zeminde gerçekleştirilen inşai ve fiziki müdahaleler yönünden ilan kuralı aranmasının, hayatın olağan akışına ve mantık ilkelerine de uygun düşmediği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; Mudanya koruma amaçlı imar planı kapsamında kentsel sit alanı içerisinde kalan suça konu taşınmazın, 10/12/2009 tarihi itibariyle sanık ... adına kayıtlı olduğu, ... İmar ve Şehircilik Müdürlüğü"nün 26/01/2010 tarihli yazısı ile, taşınmazda basit onarım yapılmasına izin verildiği, yine aynı kurum tarafından düzenlenen 11/03/2010 tarihli yapı tespit ve tatil zaptında, mevcut iki katlı bina yıkılarak, yerine 124.2 metre kare taban alanına sahip temel atılmak suretiyle çelik konstrüksiyondan yeni yapı imalatına başlandığının ve mühürleme işlemi uygulandığının belirtildiği, daha sonra, ... vekili sıfatıyla ... tarafından ... İmar ve Şehircilik Müdürlüğü"ne sunulan 16/03/2010 tarihli dilekçe ile, 26/01/2010 tarihli tamirat ve tadilat iznine istinaden yapı imalatının devamı sırasında, inşaat ruhsatı olmadığı gerekçesiyle çalışmaların durdurulduğu ve mühürleme yapıldığı belirtilerek, ekte ibraz edilen mimari proje doğrultusunda esaslı tamirat, tadilat ve güçlendirme ruhsatı verilmesinin istendiği, bilahare, 28/04/2010 tarihli yapı tespit ve tatil zaptı ile de, kaçak inşaatta mühür fekki yapılarak çalışmalara devam edildiği belirlenip, inşaatın ikinci kez mühürlenmek suretiyle durdurulduğu, daha sonra, suça konu taşınmazda yapılacak olan güçlendirme çalışması için Mudanya Belediyesince 07/06/2010 tarihli yapı ruhsatının düzenlendiği;


Sanık ..."ın aşamalardaki savunmalarında; müdahalede bulunulan taşınmaz eşi ... adına kayıtlı olmakla birlikte, tüm inşaat işleri ile kendisinin ilgilendiğini, 26/01/2010 tarihli tamirat ruhsatına istinaden binanın onarımına başladığını, eski olan binanın onarım sırasında göçtüğünü, tamir edilecek bir durumu kalmadığı için binayı yıkıp yenisini yapmaya karar verdiğini, bu nedenle, eski binanın ayakta kalan kısımlarını da yıktırdığını, sözü edilen çalışmalar kapsamında, komşu taşınmazların zarar görmemesi için gerekli tedbirleri aldığını, inşai faaliyet devam ederken belediye görevlilerinin, tatil günlerinden birinde gelerek, ruhsatsız olduğu gerekçesiyle inşaatı mühürlediklerini duyduğunu, mühürleme işleminden sonra güçlendirme ruhsatı almak için belediyeye müracaat ettiklerini, bu süreçte herhangi bir faaliyet yapmayıp ruhsatı beklediğini beyan ettiği;
Dosya içerisinde, Mudanya Belediye Başkanlığınca gönderilen, Yüksek Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun koruma amaçlı imar planı kararının ilanına dair 25/05/1992 tarihli ilan tutanağının mevcut olduğu, diğer yandan, sanık ..."in, ... İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce, 26/01/2010 tarihli yazı ile basit onarım izni verildiği halde, belirtilen iznin kapsamını aşacak inşai faaliyetlere ruhsat almaksızın başladığı, 11/03/2010 tarihinde uygulanan mühürleme işlemine rağmen inşaat çalışmasını sürdürerek, 28/04/2010 tarihli yapı tespit ve tatil zaptının düzenlenmesine sebebiyet verdiği, bununla birlikte, Mudanya Belediyesince 07/06/2010 tarihinde güçlendirme amaçlı yapı ruhsatı tanzim edildiğinin de dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla;
Olay yerinde keşif yapılarak, Mudanya koruma amaçlı imar planı kapsamında, kentsel sit alanı içerisinde yer alan suça konu taşınmazın mevcut halinin, 07/06/2010 tarihli ruhsat eki mimari projeye uygun olup olmadığının tereddütsüz şekilde belirlenmesi, uygun olduğu sonucuna varılması halinde, manevi unsur yokluğundan sanığın beraatine; uygun olmadığı sonucuna varılması halinde ise, bölgede yürürlükte olan koruma amaçlı imar planı bulunduğu gözetilerek, 2863 sayılı Kanunun suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 5728 sayılı Kanun ile değişik 65/d maddesi uyarınca, eylemin niteliği ve suç kastının yoğunluğu dikkate alınmak suretiyle belirlenecek temel cezada, 11/03/2010 ve 28/04/2010 tarihli tutanaklardan dolayı, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve 6498 sayılı Kanun değişikliğine yönelik hatalı değerlendirme ile beraat hükmü tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince sanık ..."ın beraatine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi