Davacı, davalı işveren nezdinde 1987-1997 tarihleri arası çalıştığının ve işçilik alacaklırının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda değişiklik yapan 5219 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca 1.1.2006 tarihinden sonra, anılan yasanın 427.maddesindeki kesinlik sınırı, 1.090,00-YTL.’ye çıkarılmış olup, inceleme konusu karar bu tarihten sonra verilmiş ve kesinlik sınırının altında bulunmuş olmakla, söz konusu maddelere göre hüküm kesin nitelik taşıdığından 01.06.1990 tarih ve E: 1989/3, K: 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da gözönünde tutularak, kıdem tazminatı yönünden davalı işveren vekilinin temyiz dilekçesinin, kararın kesinlik sınırları içinde kalması nedeniyle Dairemizce reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı, davalıya ait işyerinde 1987-1997 yılları arasında hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbiti ile bir kısım işçilik alacaklarını istemiştir.
Mahkemece davacının tespit isteminin kabulüne işçilik alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgeleri davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Somut olayda davacının iddia ettiği çalışmasının geçtiği işyerinin dönem ve ücret bordroları getirtilmeden tanık beyanları ile sonuca gidilmiştir.
Yapılacak iş, davalı işyerinin dönem bordrolarını getirtmek, eğer varsa davalı işverenin ücret bordrolarını temin etmek ücret bordrolarında davacının imzası olanlar saptanarak, imzasını içeren bordrolara geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan ücret bordrolardaki süreler yönünden de işverence SSK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, dönem bordroları yok ise işverenin komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş kimseleri tespit edilip dinlenmek ,davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını celbetmek ve tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı işverenin kıdem tazminatın yönelik temyiz dilekçesinin hükmün kesinliği nedeniyle REDDİNE, temyiz harcının istek halinde davalı Ö.D.Tuğla Fabrikası"na 22.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.