17. Hukuk Dairesi 2015/2039 E. , 2017/8740 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 17.03.2009 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu araç ile davalının sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucu davacının iş göremeyecek derecede ağır yaralandığını ve kazadan sonra çalışamayacak duruma geldiğini belirterek şimdilik 10.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi olmak üzere 20.000,00-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davaya konu trafik kazasında davalıya atfı kabil bir kusurun bulunmadığını, davacının içinde olduğu aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davacının yaralanmasında müterafik kusurunun bulunduğunu, olay tarihinde davacının herhangi bir işi ve iş kaybı yaşacak bir yaralanmasının olmadığını ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.581,39 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; 3.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davaya konu kaza nedeni ile müvekkilinin iş göremeyecek derecede ağır yaralandığını ve kazadan sonra çalışamayacak duruma geldiğini belirterek şimdilik 10.000,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi olmak üzere 20.000,00-TL tazminat talebinde bulunmuş, bu miktarın ne kadarının sürekli maluliyete ilişkin olduğu, ne kadarının geçici iş göremezliğe ilişkin olduğunu açıklamamış, mahkemece de bu talebi açıklattırılmadan hüküm tesis edilmiştir. ...; dava dilekçesinde taleplerin sarih ve anlaşılır bir biçimde belirtilmesi gerekmekte olup, mahkemece, bu hususlara riayet edilmeksizin karar verilmiş olması infazda tereddüt yaratacak olup doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de; sürekli ve geçici işgöremezlik zararının hesabında davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda, davacı tekel işletme sahibi olarak çalıştığını, kaza nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kaldığını ve aylık kazancının asgari ücretten fazla olduğu iddia etmiştir. Hükme esas alınan hesaplamada bilirkişi görüşüne başvurulmadan mahkemece davacının aylık gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğundan bahisle geçici işgöremezliğe ilişkin hesaplama yapılmış ve sonuç hükme esas alınmıştır. Bu durumda mahkemece, davacının ne iş yaptığının tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi, düzenli aylık net gelirinin araştırılması, tekel işletmesi var ise kaza sonrası işyerinin işletilmeye devam edilmesi halinde işyerinin gelirle ilgili, tüm işyeri kayıtları, vergi kayıtları da esas alınmak suretiyle desteğin kendi işyerinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne olacağının tespit edilmesi ve sonucuna göre davacının zararının hesap ettirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2)ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.