17. Hukuk Dairesi 2015/1967 E. , 2017/8728 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının kullandığı araç ile davalıların işleteni ve sürücüsü oldukları aracın çarpışması sonucu davacının malul kalacak şekilde yaralandığını ve uzun süre çalışamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 11.03.2014 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 13.167.00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının davacıya maddi ve manevi olarak yardımlarda bulunduğunu, davacının istemiş olduğu tazminat miktarının çok fahiş olduğunu ve davacı tarafın istediği tazminatın ... şirketinin yasal sorumluluğunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 13.167,00 TL tazminatın 2.000 TL"sinin kaza tarihinden 11.267,00 TL"sinin ıslah tarihi olan 27/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye taleplerin reddine; takdiren 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur ve maluliyet oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıda (2) no’lu bentte belirtilen husus dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda, davacının tazminata esas geliri, asgari ücret olarak kabul edilmiş ve aktif devre zararı hesabında AGİ dahil ücret esas alınmış olup bu hususta, usule aykırılık bulunmamaktadır. Ne var ki, davacının pasif döneminin başlangıç tarihi olarak kabul edilen geliri belirlenirken de AGİ dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır. Bu nedenlerle, pasif döneme ilişkin hesaplamanın, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılması konusunda, rapor düzenleyen aktüerya uzmanından ek rapor alındıktan sonra, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
3- Davacı taraf, uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi tazminat isteminde de bulunmuş; mahkemece, hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata hükmedilmiş ise de; bu bedel somut olayın özelliklerine uygun olmamıştır.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; yukarıda belirtilen hususlar ve davacının daimi işgöremezlik oranı gözönünde tutularak, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ya geri verilmesine, 09.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.