Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2480
Karar No: 2019/3492
Karar Tarihi: 01.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/2480 Esas 2019/3492 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/2480 E.  ,  2019/3492 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    BİRLEŞEN DOSYADA DAVACILAR: ... vs.
    BİRLEŞEN DOSYA DAVALILAR: 1-...
    DAHİLİ DAVALILAR:... vs.
    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup hükmün asıl dava davacıları birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Asıl dava davacıları vekili, dava konusu 8703 ada 2 parsel taşınmaz ile belediyece tapu tahsis belgesi verilmiş eski 11803 parsel yeni 8703 ada 19 parsel alana bina inşa edildiğini, her iki taşınmazın da ilk malikinin ... olduğunu ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhit firma ile anlaştığını, bundan sonra müteahhidin kendisine düşen her bir daireyi davacılar ve dava dışı üçüncü kişilere sattığını, asıl dava davalısı ... tarafından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu nedenle davacılar dava konusu taşınmaz üzerindeki dairelere para ödeyerek satın aldıklarından ayrı ayrı satılan dairelerin davacılara ait olduğunun tespitini talep etmiştir.
    Birleşen dava davacısı ... vekili; 8703 ada 2 parsel taşınmazda bulunan muhdesatın tespiti ile dava açıldığını, bu davada yapılan keşifte davacı dükkanının 8703 ada 19 parsel üzerinde yer aldığının tespit edildiğini, bu nedenle taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacıya ait olduğunun tespiti ile 2009/843 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesini talep etmiştir.
    Asıl dava davalısı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Bir kısım dahili davalılar; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, kaçak olarak inşa edilmiş bir bina ile ilgili olarak, kal dışında istemde bulunulamayacağı, kaçak olarak inşa edilen bir yapının kimsenin mülkiyetinde olamayacağı, İmar Yasasına aykırılık söz konusu olduğundan, hukuki yararın söz konusu olsa bile mülkiyetin aidiyetinin tespiti istenemeyeceği, davacılar tarafından satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak, dava konusu binadaki satın alınan dairelerin, satın alan kişilere aidiyeti talep edilmiş olup, bina üzerinde hak iddia edenlerin her biri açısından paylarına karşılık düşen bir daire bulunup bulunmadığının araştırıldığı; pay sahibi olarak gözüküp, binada kullandığı bağımsız bölüm bulunmayan hissedar olduğu, dairelerin tüm paydaşların paylarını karşılamadığı; fiili, rızai paylaşım ve kullanım şeklinin ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm asıl dava davacıları ve bileşen dava davacısı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Asıl ve Birleşen dava; muhdesatın tespitine ilişkindir.
    1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına , mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre asıl dava davacıları, birleşen dava davacısı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. a) Asıl davada davacılar dava konusu taşınmazın toprak malikinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapması sonucunda müteahhit firmadan daire satın alan kişiler olduklarını bu nedenle taşınmaz üzerindeki binada yer alan her bir dairenin ayrı ayrı davacılara ait olduğunun tespitini talep etmiştir. Davacıların bu talepleri özü itibariyle yüklenici ile toprak sahibi arasındaki sözleşme hukukundan kaynaklandığından davacıların eda davası açmaları gerekirken muhdesatın tespiti davası açmalarında hukuki yararları bulunmamaktadır.
    b) Birleşen davada ise bilindiği üzere bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku"nda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 maddeler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK mad. 106/2 ) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.)
    Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda; Davacı ...’in dava konusu olan ve muhdesatının üzerinde bulunduğunu iddia ettiği 8703 ada 19 parsele ilişkin açılmış bir ortaklığın giderilmesi davasında taraf olmadığı gibi açılmış böyle bir dava da bulunmamaktadır. Aynı zamanda davalı dava konusu bu parselde tapu maliki de değildir. Dolayısıyla birleşen dava davacısının korunmaya değer güncel hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; redde ilişkin hüküm sonucu itibarıyla doğru olduğundan ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün HUMK"un 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1086 sayılı HUMK"un 438/son fıkrası gereğince gerekçesinin değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, asıl dava davacıları ve birleşen dava davacısı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi