Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3096 Esas 2017/8720 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3096
Karar No: 2017/8720
Karar Tarihi: 9.10.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/3096 Esas 2017/8720 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/3096 E.  ,  2017/8720 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine; mahkemece, 26.11.2014 tarihli ek karar ile, davaya konu alacak miktarının kesin olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine dair verilen kararın, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıya çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını ve maluliyete uğradığını, tedavisinden sonra verilen raporla % 7 oranında malul kaldığı tespit edilmiş olsa da davacının maluliyet oranının daha yüksek olduğunu, alınacak raporla maluliyet durumunun saptanması gerektiğini, davalı tarafından 7.467,00 TL. ödeme yapıldığını; ancak bu bedelin gerçek zararın altında olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL. geçici ve sürekli maluliyet tazminatının davalının temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kaza tarihi itibariyle davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, davaya konu kaza nedeniyle davacıya 15.04.2010"da 7.647,00 TL. ödeyip ibraname aldıklarını, KTK"nun 111/2. maddesi gereği 2 yıl içinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte maluliyet ve kusur raporlarının ATK"dan alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığı ve davacı tarafça 17.03.2010 tarihli ibraname düzenlendiği, ibranameye konu ödemenin yetersiz olduğuna yönelik açılacak davanın KTK"nun 111/2. maddesi gereği 2 yıllık süreye tabi olduğu, davacının bu süre içinde davasını açmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine dair kararın, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, temyiz edilen kararın miktar itibariyle kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin verilen 26.11.2014 tarihli ek karar da davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı tarafın, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nun 107. maddesine göre fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 200,00 TL. tazminat istemiyle dava açmış olmasına; yargılama aşamasında davacının alacağının belirli hale gelmemiş olmasına; bu itibarla başlangıçta dava değeri olarak gösterilen miktarın mahkeme kararının kesinliğine mahal vermesinin mümkün olmamasına göre; davacı vekilinin asıl karara ilişkin temyiz isteminin, hükmün kesin olmasıyla reddine ilişkin 26.11.2014 tarihli ek kararın kaldırılması ve işin esasının incelenmesi gerekmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA; aşağıda dökümü yazılı 6,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 9.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.