4. Ceza Dairesi 2018/1161 E. , 2018/4747 K.
"İçtihat Metni"
Silahla tehdit suçundan katılan sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nu 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2013 tarihli ve 2013/76 esas, 2013/135 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/08/2013 tarihli ve 2013/653 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 26/01/2018 gün ve 94660652-105-09-14710-2015-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/02/2018 gün ve 2018/8379 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Yargılamaya katılamayacak hâkim" başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrasındaki "(1) Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olacak şekilde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilişkin karara yönelik itirazın reddine dair kararı veren heyette, önceki yargılamada görev alan hakim ...’in (...) de bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit suçundan katılan sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nu 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2013 tarihli ve 2013/76 esas, 2013/135 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/08/2013 tarihli ve 2013/653 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Yargılamaya katılamayacak hâkim" başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrasındaki "(1) Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olacak şekilde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilişkin karara yönelik itirazın reddine dair kararı veren heyette, önceki yargılamada görev alan hakim ...’in (...) de bulunduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
./..
.2.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık hakkında silahlı tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar veren mahkeme heyetinde yer alan hakimin, bu karara yönelik itiraza bakmakla görevli mahkeme heyetinde yer alıp alamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Kanun’un “Hakimin davaya bakamayacağı haller” başlıklı 22. maddesinde; “(1) Hâkim;
a) Suçtan kendisi zarar görmüşse,
b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa,
c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise,
d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa,
e) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa,
f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa,
g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa,
h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse,
Hâkimlik görevini yapamaz.” hükmüne yer verilmiş,
CMK’nın “Yargılamaya Katılamayacak Hakim” başlıklı 23. maddesinde "(1) Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz. (2) Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde görev yapamaz. (3) Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 04/02/2014 tarihli ve 2013/1-538 esas, 2014/29 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun 23. maddesinin birinci fıkrasında; "Bir karar veya hükme katılan hakim yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz" şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan maddenin gerekçesinde de; "Hâkim verdiği itiraz yoluna başvurulmuş kararı veya temyiz edilmiş hükmü inceleyecek yüksek görevli mahkemedeki karara katılamaz. Hâkimlerin bir işe müdahale ettiklerinde önceden fikir veya düşüncelerinin olmaması gereklidir ve tarafsız kalmanın bir koşulu da budur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Sözleşmenin altıncı maddesine dayanarak hâkimin önce soruşturmasını veya soruşturma işlemini yaptığı davadaki usul işlemlerine katılmasını hukuka aykırı saymıştır" denilmiştir. Kanun koyucu bu düzenlemeyle, yargılamaların daha önce aynı konuda görüş açıklamamış hakimler tarafından icra edilmesini ve böylece hakimin tarafsızlığı konusunda oluşabilecek her türlü şüphenin ortadan kaldırılmasını amaçlamış, hakimin verdiği karar veya hükme karşı kanun yoluna müracaat edilmiş olması halinde, daha önce aynı konuda kanaat belirtilmiş olması nedeniyle
./..
.3.
yüksek görevli mahkemece bu hüküm ya da karara ilişkin olarak yapılacak incelemeye ve bu inceleme sonucunda verilecek karara katılamayacağını hüküm altına almıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine göre; "Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir", Burada konumuz açısından üzerinde durulması gereken husus, "tarafsız bir mahkeme" ilkesidir. Bu anlamda, ceza yargılamasında, işin esası hakkında karar veren hakimin duruşma evresi tamamlanmadan önce davaya ilişkin başka roller üstlenip üstlenmediği hususu önem kazanmakta olup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince, bu aşamada verilen kararlarla "tarafsız mahkeme" ilkesinin zedelendiğine karar verilmektedir. AİHM, hakimin duruşma öncesinde yapmış olduğu yüzeysel değerlendirmeleri ihlal kararı vermek açısından yeterli görmemekte, "duruşma hakiminin duruşmadan önce kişinin suçlu olup olmadığı konusunda düşünce oluşturup oluşturmadığı" kıstasından hareket etmektedir. (AİHM, Bulut - Avusturya Davası, 22.02.1996) Bununla birlikte, hakimin daha önce bazı tedbirlere başvurmuş veya işlemler yapmış olmasının, esasa ilişkin olarak önceden belirlenmiş bir görüşe ulaştığını peşinen göstermeyeceği kabul edilmektedir. (AİHM, Fey-Avusturya Davası, 24.02.1993) Buna göre, usul kanunumuzdaki yasaklamanın "ilk derece mahkemesince verilen hükümlere" katılan hakimleri kapsadığında bir tereddüt yaşanmamakta ise de, "karardan" ne anlaşılması gerektiği üzerinde durmak gerekmektedir. Zira, AİHM kararları da nazara alındığında, yüksek görevli mahkemede görev yapma yasağının sadece önceki yargılama sırasında, "kişinin suçlu olup olmadığı konusunda düşünce oluştuğunu gösterir nitelikteki" kararlara katılan hakimleri kapsadığı kabul edilmelidir. Bunun dışında, hiçbir ayrım yapılmaksızın önceki yargılama sırasındaki her türlü karara katılan hakimlerin, yüksek görevli mahkemede görev yapamayacağını söylemek ise düzenlemenin amacıyla bağdaşmamaktadır.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında silahla tehdit suçundan yapılan yargılama neticesinde, Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2013 tarihli ve 2013/76 esas, 2013/135 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hakim ...’in (...) bu kararı veren mahkeme heyetinde üye hakim olarak görev yaptığı, anılan karara yönelik sanık müdafiinin itirazının, CMK"nın 268/3-c maddesi gereğince itirazı incelemeye yetkili Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/08/2013 tarihli ve 2013/653 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla reddine karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararı veren mahkeme heyetinde yer alan hakim ’in (...), bu kez itirazı değerlendirilen merci Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinde üye hakim olarak görev yaptığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanık ..."nın silahla tehdit suçundan, TCK"nın 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2013 tarihli ve 2013/76 esas, 2013/135 sayılı kararını veren mahkeme heyetinde yer alan hakim ...’in (...), CMK"nın 268/3-c maddesi gereğince, anılan karara yönelik sanık müdafiinin itirazını incelemeye yetkili olan ve itirazın reddine karar veren Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinde de üye hakim olarak görev yapması karşısında, Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/08/2013 tarihli ve 2013/653 Değişik İş sayılı kararında yasaya uyarlılık bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/08/2013 tarihli ve 2013/653 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.