Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/818
Karar No: 2018/4744
Karar Tarihi: 08.03.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/818 Esas 2018/4744 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/818 E.  ,  2018/4744 K.

    "İçtihat Metni"




    Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ...’ın, TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1 ve 62, 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün hapis ve 1.500 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2014/963 esas, 2015/79 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1 ve 62, 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün hapis ve 1.500 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/510 esas, 2017/533 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 10/01/2018 gün ve 94660652-105-07-13359-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/01/2018 gün ve 2018/4129 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    1-Uzlaştırmacının sanığa çağrı yapmak amacıyla APS usulü ile gönderdiği davetnamenin iade olması nedeniyle uzlaştırma sağlanamadığına yönelik düzenlenen rapor nazara alınarak atılı suçlardan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
    Uzlaşma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." şeklideki,
    Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki,
    Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki,
    Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki,
    Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki,
    Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, " Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
    Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin mernis adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin mernis adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
    Somut olayda uzlaştırmacının sanığa uzlaşma teklifi yapmak üzere çağrı yapmaya çalıştığı ancak ulaşamadığı, bu aşamadan sonra yukarıda detaylıca açıklandığı üzere bürodan sanığın bilinen son adresine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerekirken, uzlaştımacı tarafından sanığa teklif için çağrı yapmak amacıyla APS yolu ile davetname gönderilmesi ve davetnamenin iade edilmesi üzerine uzlaşma sağlanamadığı şeklinde düzenlenen raporun usulünce tanzim edilmediği gözetilmeden uzlaşma sağlanamadığından bahisle yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2-Sanığın mağdura yönelik hakaret suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 131/1. maddesi kapsamında şikayete bağlı bulunduğu, 08/12/2016 tarihli 1. Oturumda mağdurun şikâyetinden vazgeçmiş olması sebebiyle, sanık hakkında açılan davanın hakaret suçu yönünden şikayet yokluğu sebebiyle düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ...’ın, TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1 ve 62, 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün hapis ve 1.500 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2014/963 esas, 2015/79 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1 ve 62, 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün hapis ve 1.500 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/510 esas, 2017/533 sayılı kararının,
    1-Uzlaştırmacının sanığa çağrı yapmak amacıyla APS usulü ile gönderdiği davetnamenin iade olması nedeniyle uzlaştırma sağlanamadığına yönelik düzenlenen rapor nazara alınarak atılı suçlardan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de;
    Uzlaşma ile ilgili mevzuatımızda yer alan tebligata ilişkin hükümlere bakıldığında, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." şeklideki,
    Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki,
    Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki,
    Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki,
    Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." şeklindeki,
    Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, " Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
    Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin mernis adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin mernis adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği;
    Somut olayda uzlaştırmacının sanığa uzlaşma teklifi yapmak üzere çağrı yapmaya çalıştığı ancak ulaşamadığı, bu aşamadan sonra yukarıda detaylıca açıklandığı üzere bürodan sanığın bilinen son adresine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerekirken, uzlaştımacı tarafından sanığa teklif için çağrı yapmak amacıyla APS yolu ile davetname gönderilmesi ve davetnamenin iade edilmesi üzerine uzlaşma sağlanamadığı şeklinde düzenlenen raporun usulünce tanzim edilmediği gözetilmeden uzlaşma sağlanamadığından bahisle yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2-Sanığın mağdura yönelik hakaret suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 131/1. maddesi kapsamında şikayete bağlı bulunduğu, 08/12/2016 tarihli 1. Oturumda mağdurun şikâyetinden vazgeçmiş olması sebebiyle, sanık hakkında açılan davanın hakaret suçu yönünden şikayet yokluğu sebebiyle düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
    isabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından, sanığa yönelik uzlaştırma işleminin yöntemince yapılıp yapılmadığının ve mağdurun şikayetinden vazgeçmesine karşın, sanığın, hakaret suçundan mahkumiyetine hükmolunmasında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III-Hukuksal Değerlendirme:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki düzenleme karşısında; kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanmasının gerektiği anlaşılmıştır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/12/2016 tarihli, 2014/13-194 Esas ve 2016/466 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK"nın ""zaman bakımından uygulama"" başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ""suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına""na dair düzenleme ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını"" taşıyan 98/1. maddesinde ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir."" amir hükmü uyarınca, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
    02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
    Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile "ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme, uzlaştırmacı tarafından sanığa uzlaştırma teklifinin yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.

    Uzlaştırma CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254/1. maddesinde" Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. " denilmiştir.
    CMK"nın 253. maddesinin aşağıda belirtilen fıkraları;
    "(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.
    (5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.
    (6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.
    ...
    (25) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.)Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir."
    biçimindedir.
    6763 sayılı Yasayla uzlaştırma konusunda yapılan kapsamlı değişikliğe rağmen Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği ancak, 05.08.2017 tarihli ve 30145 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlük kazanmıştır. Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği, 26/7/2007 tarihli ve 26594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliği yürürlükten kaldırmıştır. 26/7/2007 tarihli ve 26594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 6763 sayılı Yasayla yapılan değişiklik öncesi yürürlükte olan mevzuata uygun olarak düzenlendiği için, değişiklik sonrası fiili olarak ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmıştır.
    TCK"nın 73. maddesinin dördüncü fıkrası "kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz." şeklindedir.
    Aynı Kanunun 131. maddesinin birinci fıkrası ise "Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikayetine bağlıdır. " biçiminde düzenlenmiştir.
    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından cezalandırılması için kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2015 tarihli ve 2014/963 esas, 2015/79 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1 ve 62, 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün hapis ve 1.500 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, yeniden yargılamaya başlandığı, Mut Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2016/303 talimat sayılı ve 31/10/2016 tarihli duruşmasında sanığın savunmasının alındığı, sanığın şikayetten vazgeçilmesi halinde, şikayetten vazgeçmeyi kabul edeceğini beyan ettiği, bu duruşmada sanığın adres olarak "Cumhuriyet Mah. ... .... Mut/ MERSİN" adresini belirttiği, 08/12/2016 tarihli duruşmada dinlenen katılan ..."ın sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği, aynı duruşmada 6763 sayılı Yasa uyarınca dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği, 09/01/2017 tarihinde uzlaştırmacının görevlendirildiği, uzlaştırmacı tarafından mağdur ..."a ulaşıldığı, mağdur ..."ın uzlaşmak isteğini beyan ettiği, uzlaştırmacı tarafından sanığın "Cumhuriyet Mah. .... Kapı No:3 Mut/MERSİN" adresine APS yoluyla uzlaştırmaya ilişkin davetname gönderildiği, 20/02/2017 tarihli uzlaştırma raporunda, sanığa telefonla ulaşılamadığının, söz konusu davetnamenin sanığa iletilemediğinden iade edildiğinin ve uzlaştırmanın sağlanamadığının belirtildiği, çıkarılan yakalama kararı üzerine sanığın 22/06/2017 tarihinde alınan ifadesinde adres olarak "Cumhuriyet Mah. .... No:... Mersin" adresini belirttiği, şikayetten vazgeçilmesi halinde şikayetten vazgeçmeyi kabul edeceğini ve uzlaşmak istediğini beyan ettiği, yargılama sonucunda Antalya 26. Asliye Ceza
    Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/510 esas, 2017/533 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1 ve 62, 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün hapis ve 1.500 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği, yokluğunda verilen kararın sanığın beyan ettiği adreste, aynı konutta birlikte daimi oturan reşit ve ehil Veli Alıç imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanık ..."a yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, sanığa yükletilen hakaret suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamında bulunmadığı ancak, yeni düzenlemeyle tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınması sebebiyle bu suçun da uzlaştırma kapsamına girdiği ve her iki suç yönünden uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
    Çözüme kavuşturulması gereken sorunlardan ilki, uzlaştırmacı tarafından sanığa gönderilen davetnamenin usulüne uygun olup olmadığıdır.
    CMK"nın 253. maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir. İncelemeye konu dosyada, uzlaştırmacı, mağdur ..."a ulaşmış ve mağdurun uzlaşmak istediğine dair beyanını alıp uzlaştırma teklif formunu imzalatmıştır. Sanığın mahkemede bildirdiği son adres olan "Cumhuriyet Mah..... İç Kapı No:3 Mut/MERSİN" adresi uzlaştırmacının yetki alanı dışındadır. Uzlaştırmacı sanığa telefonla ulaşamamış, sanığı yetki alanına da davet edememiştir. Bu nedenle uzlaştırmacı ancak sanığa açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla uzlaştırma teklifinde bulunabilecektir. Uzlaştırmacının sanığın bulunduğu yerdeki uzlaştırma bürosuna talimat yazma hak ve yetkisi bulunmadığı gibi, uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olması nedeniyle normal posta yoluyla da bu işlemi gerçekleştiremeyecektir. Anılan fıkrada sözü edilen açıklamalı tebligat, kazai mercilerce yapılacak tebligatları düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak olan tebligattır. Bu açıklamalar karşısında, uzlaştırmacı tarafından sanık ..."a APS yöntemiyle yapılan ve sanığa ulaşılamadığı için iade edilen uzlaştırma teklifinin yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapıldığının kabul edilmesi mümkün değildir.
    Çözüme kavuşturulması gereken ikinci sorun, mağdur ..."ın şikayetinden vazgeçmesi karşısında, kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçundan, sanığın mahkumiyetine hükmolunmasının mümkün olup olmadığıdır.
    TCK"nın 131. maddesinde, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının, mağdurun şikayetine bağlı olduğu belirtilmiştir. Mağdur ... 08/12/2016 tarihli duruşmada şikayetinden vazgeçmiştir. Sanık ise yakalama üzerine alınan 22/06/2017 tarihli savunmasında şikayetten vazgeçilmesi halinde, şikayetten vazgeçmeyi kabul edeceğini beyan etmiştir. Dosyada, sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul etmediğine dair bir beyanı bulunmamaktadır. Bu açıklamalar karşısında, mağdurun, sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği, sanığın, şikayetten vazgeçmeyi kabul etmediğine dair beyanın bulunmadığı gözetilip, kovuşturulması şikayete bağlı bulunan hakaret suçundan, TCK"nın 73/4 ve CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
    Tüm bu nedenlerle, sanık ..."ın, TCK"nın 106/1-1.cümle, 43/1 ve 62, 125/1, 62 ve 52/2 maddeleri uyarınca sırasıyla 6 ay 7 gün hapis ve 1.500,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/510 esas, 2017/533 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedenleri yerinde görüldüğünden, Antalya 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/510 esas, 2017/533 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi