4. Ceza Dairesi 2018/1165 E. , 2018/4743 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama, basit tehdit ve nitelikli tehdit suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51. maddesi gereğince hapis cezalarının ertelenmesine ve cezaların infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1-a-d-e maddesindeki haklardan, koşullu salıverilinceye kadar ise aynı Kanun’un 53/1-c maddesindeki haktan yoksun bırakılmasına dair İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2016/682 esas, 2017/541 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 11/01/2018 gün ve 94660652-105-35-11178-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/01/2018 gün ve 2018/7968 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesinde yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, hapis cezaları ertelenen sanık hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51/3. maddesinin, "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz. " şeklinde olduğu, sanık hakkında ise kasten yaralama ve basit tehdit suçlarından dolayı ayrı ayrı 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen, cezaların süresi kadar denetim süresi belirlenmesinde,
isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Kasten yaralama, basit tehdit ve nitelikli tehdit suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51. maddesi gereğince hapis cezalarının ertelenmesine ve cezaların infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1-a-d-e maddesindeki haklardan, koşullu salıverilinceye kadar ise aynı Kanun’un 53/1-c maddesindeki haktan yoksun bırakılmasına dair İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2017 tarihli ve 2016/682 esas, 2017/541 sayılı kararının,
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesinde yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, hapis cezaları ertelenen sanık hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51/3. maddesinin, "Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz. " şeklinde olduğu, sanık hakkında ise kasten yaralama ve basit tehdit suçlarından dolayı ayrı ayrı 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen, cezaların süresi kadar denetim süresi belirlenmesinde,
isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kısa süreli hapis cezaları ertelenen sanığın, TCK"nın 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinin ve kasten yaralama ile basit tehdit suçlarından dolayı ayrı ayrı 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmesine karşın, ertelenen cezaların süresi kadar denetim süresi belirlenmesinin yasaya uygun olup olmadığının tespitine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümlerde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda;
1-Sanık ..."ın mağdur İrfan Aydın"ın dükkanına gelerek, mağdurun eşinin kendisine olan borcunu istediği, mağduru yaraladığı, "ölüm anını beklersin, parayı ödemezsen Balçovada rahat gezemezsin" diyerek tehdit ettiği, silahı mağdurun başına dayararak "parayı ödemezsen seni öldürürüm" dediği kabul edilerek, sanığın, TCK"nın 86/2, 86/3-e, 106/1-1. cümle, 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 5 ay (iki kez) ve 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Ancak; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/11/2014 tarih ve 2013/4-663 esas, 2014/498 sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın mağdura yönelik tehdit eylemlerinin aynı yer ve zamanda, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleştirilip geçekleştirilmediği, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmamış ve sanığın iki ayrı tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
2-TCK"nın 53. maddesinin üçüncü fıkrasında, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının uygulanamayacağının belirtilmesine ve silahla tehdit suçundan sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine karşın, bu açıklamalara aykırı olarak sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verimiştir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedenleri, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümlerde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.