20. Ceza Dairesi 2018/4592 E. , 2019/793 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2016 tarihli ve 2015/450 esas, 2016/594 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/06/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1) Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.12.2007 tarihli, 2007/110293 soruşturma, 2007/42981 esas ve 200718231 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
2) İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 07.05.2009 tarihli 2009/16 esas ve 2009/1021 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/2.maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 19.03.2008 tarihinde kesinleştiği, infazı için ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği,
3)... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün çağrı yazısının 28.04.2011 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, sanığın 10 günlük süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması üzerine Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 06.06.2011 tarihli ve 2010/1124 DS sayılı yazısı ile dosyanın kapatılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
4) Kanun yararına bozma istemine konu, İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22.12.2016 tarihli ve 2015/450 esas, 2016/594 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın yokluğunda verilen kararın 21/02/2017 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/03/2008 tarihli ve 2008/220 esas, 2008/79 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine yapılan yargılama sonunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair aynı Mahkemenin 23/02/2012 tarihli ve 2011/1026 esas, 2012/196 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/12/2016 tarihli ve 2015/450 esas, 2016/594 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, somut olayda... Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 22/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği bildirilmiş; ancak tek başına bu durumun ise ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2016 tarihli ve 2015/450 esas, 2016/594 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık hakkında verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına” ilişkin kararın infazı sırasında;
Sanığa, 10 gün içinde ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması gerektiği uyarısını içeren çağrı kağıdının tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, ancak, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle, sanığın süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığı gerekçesiyle yapılan yargılamada; kamu davası hakkında durma kararı verilerek, yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması hâlinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-Karar: Yukarıda belirtilen nedenlerle:
Sanık hakkında açılan kamu davasında durma kararı verilerek, sanık hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2016 tarihli ve 2015/450 esas, 2016/594 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.