14. Hukuk Dairesi 2015/6018 E. , 2015/6400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Banaz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2011/30-2014/554
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.01.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 09.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. A.. Ö.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, maliki olduğu 1870 parsel sayılı taşınmazının kuzey sınırında davalıya ait 1858 parsel sayılı taşınmazda davalının kendi taşınmazında inşaa ettiği ahırda beslediği 50 adet hayvanın yaydığı koku ve pisliğin yaşamı çekilmez hale getirdiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve ahırın kapatılmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir.
TMK m. 683"teki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK"nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Hakim taşkın kullanma olup olmadığını araştırırken, taşınmazların yerlerini, konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini de göz önünde tutmak zorundadır. Taşkın kullanma, taşınmazların kentte veya köyde, tatil, eğlence, sanayi yahut yerleşim bölgelerinde olmalarına göre değişecektir. Hatta sanayinin hafif, orta, ağır sanayi niteliği taşımasına göre katlanılabilir ölçüsü değişecektir.
Somut uyuşmazlıkta, Banaz ilçesi, D.. K..sınırları içerisindeki kargir ev ve bahçesi niteliği taşıyan 1870 parsel tapuda davacı, 1858 parsel ise davalı adlarına kayıtlıdır. 08.05.2014 günlü keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi davalının öncesinde 15-20 adet büyükbaş hayvan beslediğini ancak 2013 yılında bir kısmını sattığını, gübreleri köy dışına taşıdığını söylemiştir.
Taşınmazlar köy sınırları içerisinde yer almakta olup burada yaşayan insanların geçim kaynağını tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Sırf bu nedenle, köyde veya kırsal kesimde besicilik yapmanın mülkiyetin taşkın kullanılması olarak kabul edilmesi hayatın doğal akışına aykırıdır. Somut olayda, davalının taşınmazında besicilik yaptığı gibi davacının da besicilik yaptığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davalının besicilik yaptığı binada havalandırma bacası, pencere yaptığı, sıvı atık birikimini engelleyen eğimli yapıyla kanal aracılığıyla toprak altından fosoptik çukuruna bağlantı sağladığı, gübre birikim alanının davacıya bakan yönünü saç perde ile kapattığı belirtilmiştir. Çevre mühendisi bilirikişi raporunda, gübre birikim alanının koku şiddetinin düşük olduğunu saptanmıştır. Aynı koşullarda besicilik yapan davacı tarafından davalının besihanesinden yayılan kokunun yaşamı çekilmez hale getirdiğinin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğini taşımaktadır.
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre davalının eyleminin komşuluk hukukuna aykırılık oluşturmadığı anlaşıldığından mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.